| Şimdi sizin yapacağınız Bay Doyle, geri dönmek, arkada bıraktığımız vagondaki yolcuları alıp, | Open Subtitles | ما ستفعله سيد دويل هو أن تعود وتجمع كل الركاب من العربات التسعة الذين تركناهم |
| Geride bıraktığımız insanlara sorumluluğumuz bu. | Open Subtitles | هذا هو واجبنا تجاه الناس الذين تركناهم خلفنا |
| - Geride bıraktığımız insanlara karşı sorumluluğumuz var. | Open Subtitles | لدينا واجب تجاه هؤلاء الناس الذين تركناهم خلفنا |
| Hepimiz yalan söyledik. Kazadan kurtulan başkaları da var. Hepsini adada bıraktık. | Open Subtitles | لقد كذبنا، كان هنالك ناجون آخرون أيضاً، تركناهم خلفنا |
| Günlerine başlamalarına izin verdik. | TED | و تركناهم يتصرفون في يومهم . فعلوا ما أرادوا أن يفعلوا |
| Bundan kurtulmalarına izin veremezsiniz. Eğer izin verirsek, nerede olurduk? | Open Subtitles | لا تستطيع أن تتركهم ان ينجو بفعلتهم إذا تركناهم ، أين نصبح نحن؟ |
| Onlara güvenimize karşılık vermeleri için yaşamımıza dahil olmalarına müsaade ettik fakat onlar bize karşı şiddetli bir isyan başlattılar. | Open Subtitles | تركناهم يدخلون حياتنا وبالمقابليرّدونثقتنا.. بالتمرّد العنيف ضدنا ... |
| Gerimizde bıraktıklarımız için... | Open Subtitles | من أجل أولئك الذين تركناهم على الأرض.. |
| Geride bıraktığımız insanlara ne olacak sizce? | Open Subtitles | مالذي تعتقد أنه سيحدث للأشخاص الذين تركناهم خلفنا؟ |
| Pistte bıraktığımız adamlar olmadan oraya gitmeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نذهب لهناك بدون الرجال الذين تركناهم على المدرج |
| bıraktığımız adamlar her an yardım çağırabilir. | Open Subtitles | الأشخاص الذين تركناهم سيستدعون الدعم في أيّة ثانية |
| Onları bıraktığımız o ölü vadide mi? | Open Subtitles | فى ذلك الوادى الميت حيث تركناهم ؟ |
| Arkada bıraktığımız insanlara ne olacak? | Open Subtitles | ما تعتقدونه سيحدث لمن تركناهم خلفنا؟ |
| Ardımızda bıraktığımız onca insan... | Open Subtitles | كل من تركناهم خلفنا لم تكن لديهم فرصة. |
| Arkada bıraktığımız o küçük kızlar, hâlâ geceleri rüyama girer. | Open Subtitles | وجوه الفتيات اللواتي" "تركناهم خلفنا ما زالت تطاردني |
| Biz onları bu cennete eğilimli bıraktık ve bak onlar ne yaptı. | Open Subtitles | تركناهم لإدراة هاته الجنّات ، هذا النّعيم أنظر ما الذّي فعلوه |
| Tamam, Kaptan. Onları akıntıya bıraktık. | Open Subtitles | تم كل شئ ، تركناهم عائمين بالقارب |
| Biz sadece kendi kendilerine bunu anlamalarına izin verdik. | TED | إذ أننا تركناهم يتوصلون لمعرفة الطريقة الأمثل بأنفسهم. |
| Yo, sayılarının bizi geçmesine izin verdik. Sayıları bizden fazla biliyorsunuz. | Open Subtitles | لا لقد تركناهم يحتلونا أتعلم لقد إحتلونا |
| Bundan kurtulmalarına izin veremezsiniz. Eğer izin verirsek, nerede olurduk? | Open Subtitles | لا تستطيع ان تتركهم ان ينجو بفعلتهم اذا تركناهم ، اين نصبح نحن؟ |
| Çünkü kurduğun her şey, beraber kurduklarımız, eğer böyle yıkılmasına izin verirsek, bu sona ermeyecek. | Open Subtitles | لأن الذي بنيته، الذي بنيناه سوياً إن تركناهم يهدمونه هكذا، فلن ينتهي أبداً |
| Yaklaşmalarına müsaade ettik. | Open Subtitles | ونحن تركناهم يقربون |
| Ama başka, - geride bıraktıklarımız, - | Open Subtitles | ولكن الآخرين هؤلاء الذين تركناهم |