| Ve sen dikkatini tümüyle sesime verirken, bu arada yavaşça gevşemeye başlıyorsun. | Open Subtitles | .. وأثناء تركيزك الكلي بصوتي ستبدأ بالاسترخاء |
| Finale giderken dikkatini dağıtamazsın. Kate, hepimiz ona inandık. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تفقدي تركيزك و قد وصلنا لنهاية |
| Konsantrasyonunu bozar sonra. | Open Subtitles | هذا سيئ لك عندما تهرول يا رجل انه يحطّم تركيزك |
| - İki. Pekala,şimdi beni dinlemeni ama başka birşeye konsantre olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريدك أن تستمع ولكننى أريد تركيزك بشئ مختلف. |
| Ve odaklanmalısın, gelecekte gittiğin tam tarihe bütün dikkatinle odaklan. | Open Subtitles | وضع كامل تركيزك على نفس التاريخ الذي سافرت به للمستقبل |
| dikkatin dağılmayacaktır. | Open Subtitles | لا يجب أن تكونى هكذا, تستطيعين عملهاو لا تدع شيئا يؤثر على تركيزك. |
| Neye Odaklanman gerektiğini unutma tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تبقي تركيزك حيث ينبغي أن يكون بالطبع |
| -Hayır, sen yapma. Finale giderken dikkatini dağıtamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تفقدي تركيزك و قد وصلنا لنهاية |
| Yani sence dikkatini hak etmiyorum, öyle mi? | Open Subtitles | ـ حسناً، لا ـ ألا تعتقد أني أستحق تركيزك الكامل؟ |
| Teker üstündeyken, hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin vermemelisin telefonun, mesajların ya da... | Open Subtitles | يجب ان لا تجعلي اي شيء يشتت تركيزك الهواتف النقالة ، الرسائل |
| Sahiden, geçirdiğin yıldan sonra erkeklere dikkatini vermek yerine senin, geleceğinle ilgili düşündüğünü görmek harika. | Open Subtitles | حقيقة , بعد السنة التي مرت عليك من الرائع رؤيتك تفكرين في المستقبل بدل تركيزك على الشباب |
| Konsantrasyonunu bozacak bir şey yapmak istemiyorum, ama dün akşamki konuşmamızdan sonra, düşünüp durdum. | Open Subtitles | لا أريـد أن أفعـل أي شيء يشوش على تركيزك لكن منـذ لقـائنـا الصغير ليلة البـارحة كنت أفكــر |
| Bak, böyle bir zamanda Konsantrasyonunu kaybetmene izin veremeyiz, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل عدم تركيزك للإنتباه في الوقت الحالي، مفهوم؟ |
| Aklına girdim. Konsantrasyonunu kaybettin ve böylece sana vurdum. | Open Subtitles | لقد كنت داخل رأسك،و قد فقدت تركيزك و إنهلت عليك بالضرب |
| Pekala, şimdi beni dinlemeni ama başka birşeye konsantre olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريدك أن تستمع ولكننى أريد تركيزك بشئ مختلف. |
| Artık kiranı ödeyebilecek ve yaptığın işe konsantre olabileceksin. | Open Subtitles | بإمكانك أن تسدد إيجارك وأن تصب جُلّ تركيزك على بحثنا. |
| Bombaya odaklan Tony! Bu herkes için geçerli! | Open Subtitles | ابق تركيزك على القنبلة طونى والكلام موجه للجميع |
| Yani dikkatin her zaman olduğu yerde değil. | Open Subtitles | بمعنى ان تركيزك لم يكن بمكانه على ما جرة العادة |
| Faniliğinin gözlerinin içine bakmanın veya odağını yeniden asıl önemli şeye yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var. | TED | إن لمعان الموت في العين يبسّط الأشياء، أو يعيد تسليط تركيزك إلى أي الأشياء حقًا ذات أهمية. |
| Hep çok mesafelisin, işinde yükselmeyi kafana takmışsın. | Open Subtitles | أنت دائماً مبتعد عنى و منصب كل تركيزك على تقدمك فى عملك. |
| Bazı zamanlar hiç kıpırdamadan durmak ve tamamen odaklanmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | وفي أوج تركيزك وهدوءك حتى إن كان يعني ذلك امساك هذا المشبك وحسب |
| Bu vakitten sonra öncelikli odak noktan çocuğunun bakımı olmalı. | Open Subtitles | انهمنهذهاللحظة.. تركيزك يجب ان يكون في رعاية ابنك أفضل رعاية |
| Bu işin arkasındakini yakalayana kadar işine odaklanmanı tavsiye ediyorum yani. | Open Subtitles | لذا، حتى نمسك بمرتكب تلك الجرائم، فأنا أنصحك أن تولي تركيزك إلى عملك. |
| Düzgünce işleyen saate bakınca dikkatiniz dağılana kadar beyninizde zaman önce durur sonra devam eder. | Open Subtitles | عندما ننظر الى عقرب الساعة يتحرك بشكل سلس، دماغك يُمكن أَن يجعل الوقت يبدو يتوقف ويبدأ كلما تغير تركيزك العقلي. |