| Oldukça yüksek miktarda karbon dioksit yoğunlaşması vardı. | Open Subtitles | لدينا نتائج أول فقاعة هناك تركيز عالي جداً من ثاني أكسيد الكربون |
| Doku örnekleri yüksek miktarda hidrojen sülfiti işaret ediyor. | Open Subtitles | فحص عينات الأنسجة يشير إلى "تركيز عالي لـ"كبريتيد الهيدروجين |
| burada yüksek miktarda kükürt dioksit, karbon dioksit ve metan gazını eşit miktarda 19 yıl boyunca soluyorsunuz. | TED | تعرفون، تستنشق تركيز عالي هنا من ثاني أوكسيد الكبريت ، ثاني أوكسيد الكربون وغاز الميثان، بكميات متفاوتة -- 19 سنة من هذا. |
| Diğer toprakta da yüksek oranda gübre vardı. | Open Subtitles | و الأخر به تركيز عالي جداً من السماد |
| Yani yüksek oranda inertinite var. | Open Subtitles | ( يشير إلى تركيز عالي من ( انيرتينان ( انيرتينان : هو فحم نباتي ) |
| Kanında yüksek miktarda lorazepam ve diazepam bulundu. | Open Subtitles | تركيز عالي من المخدر |
| İçlerinde yüksek oranda nitrat vardır. | Open Subtitles | لديها تركيز عالي من النترايت |