| Bu kültür hakkında bir kitap, ve, Gördüğünüz gibi, kültür hızlıca etrafa yayılıyor | TED | هو عبارة عن كتاب عن الثقافة وكما ترون ان الثقافة تتأرجح بشدة هنا |
| Burada Gördüğünüz gibi Pleurobot yürüyebiliyor ve ileride göreceğiniz gibi aynı zamanda yüzüyor. | TED | كما ترون هنا، بليوروبوت يستطيع المشي، و سترون لاحقًا، أنه يستطيع السباحة أيضًا. |
| Burada 1960'dan 2010 yılına kadarki 50 yıllık çalışmamızı görüyorsunuz. | TED | فهنا ترون من 1960 إلى 2010 50 عاما من الدراسة. |
| Dondurma külahı şeklindeki büyük şeyler görüyor musunuz? | TED | هل ترون تلك الأشياء على شكل مخروط مثلجات؟ |
| Hatırlayın, burada her nokta bir galaksi ve galaksileri görüyorsunuz, bir açıdan komşularımız ve yapıyı gördünüz. | TED | تذكروا كل نقطة ترونها تمثل مجرة، وترون المجرات، تعرفون، كانها في جوار حينا، وكأنكم ترون بنائها. |
| Haydi gidelim. Çabuk, çabuk, çabuk! Endişeli olduğu mu görmüyor musunuz? | Open Subtitles | لنذهب,بسرعة,بسرعة,بسرعة ألا ترون أني متشوق؟ |
| Gördüğünüz gibi, etçil bir hayvan değil; onunla birlikte yüzebilirsin. | TED | إنه لا يأكل اللحوم لذا تستطيعون السباحة معه، كما ترون. |
| Bence aynısı listenin en üstünde Gördüğünüz tüm eyaletler için de geçerli. | TED | ينطبق الشي نفسه، باعتقادي، علي كل هذه الولايات التي ترون بأعلي القائمة. |
| Yaptıkları deney işte şuydu. Gördüğünüz gibi bobinler biraz büyük sayılırlar. | TED | هذه كانت التجربة ، حيث ترون هنا لفة الأسلاك كانت أكبر |
| Bu aynı bölgede benim bir yıl önce çekilmiş fotoğrafım Gördüğünüz gibi oksijen maskesi ve solunum cihazına bağlıyım. | TED | وهذه صورة لي في نفس المكان .. ولكنها قبل عام وكما ترون فإني أضع قناع الأكسجين مع منظم تنفس |
| Arkamda Gördüğünüz gibi Powell Millenium'un simgesi, dev metal küre yerde yatıyor. | Open Subtitles | وكما ترون خلفى الكون الكبير المعدنى هذا هو شعار ألفية باول يتحطم |
| Gördüğünüz üzere Bayan Macintosh Bay Tetedepiaf'ı mükemmel bir centilmene dönüştürdü. | Open Subtitles | مثلما ترون, السيدة ماكينتوش قامت بتحويل السيد تيديبياف إلى رجل نبيل |
| görüyorsunuz ki, pil burada bu olanağı sağlayan anahtar cihaz. | TED | كما ترون, البطارية هي المفتاح الذي يعمل على تشغيل الجهاز. |
| Faşist aynaya baktığınız zaman, kendinizi olduğunuzdan çok daha güzel görüyorsunuz. | TED | عندما تنظرون في مرآة الفاشي، ترون أنفسكم أجمل كثيرًا من الواقع. |
| Bu resimde, çok yoksul mahallelerinden birini görüyorsunuz, trafiğe kapalı lüks bir bisiklet caddemiz var, ve arabalar hala çamurda. | TED | في هاته الصورة، ترون في أحد أفقر الأحياء، لدينا شارع فاخر للمشاة و راكبي الدراجات، والسيارات لازالت عالقة في الوحل. |
| Sarı sinüs dalgasında üç tane doruk olduğunu görüyor musunuz? | TED | هل ترون كيف انه هناك ثلاث قمم لموجة اقتران الجيب ذي اللون الأصفر؟ |
| Önünüzdeki yavaş arabayı görüyor musunuz? | TED | هل ترون تلك المركبة البطيئة السرعة التي أمامكم؟ |
| Öyleyse gördünüz mü, 10 aylık bebekler bile, annelerini gördüklerinde bu tür bir gülümseme göstereceklerdir. | TED | لذلك أنتم ترون ، حتى الأطفال بعمر 10 أشهر ، عندما يرون أمهم سوف يظهرون هذا النوع من الابتسامة. |
| Baylar, benim gördüğümü görmüyor musunuz? | Open Subtitles | مرحبا شباب عن ماذا تتحدثون ؟ الا ترون ما اراه ؟ |
| Sadece TRON: Legacy'yi izlediğimdeki zaman kaybını geri alabilseydim keşke. | Open Subtitles | لو أستطيع فقط إستعادة ذلك الوقت الذي قضيته في مشاهدة فيلم ترون: |
| Daha sonra ülke ve şehir kodu. Gördün mü? | Open Subtitles | و بعدها رقم الدولة و مفتاح المدينة ألا ترون ذلك |
| Gördüğün gibi bir kitabı kapağıyla değerlendiremezsin. | Open Subtitles | كما ترون , لا يمكنك الحكم على الكتاب من غلافه |
| 10 bin yıl önceden gelen ateş oyuklarına baktığınızda, rakunları göreceksiniz, kurtları göreceksiniz, tüm farklı yaratık türlerini göreceksiniz. | TED | اذا نظرتم الى حفريات النار من 10،000 سنة مضت، سترون الراكون، الذئاب، سوف ترون كل الأنواع المختلفة من المخلوقات. |
| Etrafınıza ve kendinize bir Bakın, ve Roma'nın büyüklüğünü görün. | Open Subtitles | أنظروا حولكم و انظروا لأنفسكم و سوف ترون عظمة روما |
| Yerel gazetede yayımlanan en son mezun olan sınıfın resimlerinde farkı gayet net olarak görebilirsiniz. | TED | و هذا التوزيع من الجريدة المحلية لحديثي التخرج. و ترون أن الفرق واضح جدا. |
| Bunlar jedi, göremiyor musunuz? | Open Subtitles | الا ترون انهم من الجيداي؟ لقد تم انقاذنا |
| Bugün hafif yağmur çiseliyor ve görebileceğiniz gibi biraz ıslandık. | Open Subtitles | لدينا أمطار متقطعة اليوم و نحن متبللون ، كما ترون |
| Görebildiğiniz gibi az bakım gerektiren Formica masasının bulunduğu yemek odasında oturuyoruz. | Open Subtitles | كما ترون نحن جالسون في حجرة الطعام يزينها طاولة فورمايكا سهلة الاستخدام |
| Nasıl büyüdüğünü görebiliyor musunuz? Yüz milyonlarca ve milyarlarca insanın fakirlikten çıkmasını? | TED | هل ترون كيف نما؟ وكيف أن مئات الملايين ومليارات من البشر يتخلصون من الفقر في آسيا |