| "Soru sorma, onların sana anlatmasını bekle. | Open Subtitles | لا تسألى الأسئلة, دعى غيرك يخبرك لو ارادوا |
| Soru sorma. Bazı şeyleri kendi yöntemimle halletmem gerek. | Open Subtitles | لا تسألى اى سؤال يجب ان افعل اشياءا بطريقة خاصة |
| Bu görüşmeyi takip etme, soru da sorma. | Open Subtitles | لا تتعقّبى هذه المُكالمة, ولا تسألى أيَّة اسئلة. |
| Kendine bir sor, "Neden bugün ölmek zorundayım?" diye. | Open Subtitles | يجب أن تسألى نفسكِ لماذا اليوم موعد قتلى؟ |
| - Biliyorsun, bir başkasına da sorabilirsin. - Hayır, soramam. | Open Subtitles | ـ تستطيعين أن تسألى شخص ما ـ لا، لا أستطيع |
| Neden sordun? | Open Subtitles | لم تسألى هذا السؤال؟ |
| Demek ki onun ağzına yiyecek vermeden önce bana sorman gerekiyormuş. | Open Subtitles | ربما كان ينبغى عليكى أن تسألى قبل أن تبدئى أن تدفعى الطعام فى فمه |
| Sadece merak ettim. Neden sordunuz? | Open Subtitles | كنت اسال فقط ولماذا تسألى ؟ |
| İkinci olarak da, kendine sormalısın, öyle misin? | Open Subtitles | و أعتقد أنه يجب عليك أن تسألى نفسك , هل أنت ؟ |
| Çok fazla soru soruyorsun, bu da: | Open Subtitles | انكي تسألى الكثير من الاسئلة اقترح |
| Jack'in uçağının ardından bir helikopter gönder.. Mason binmiş. Nasıl olduğunu sorma. | Open Subtitles | ارسل مروحية ، لقد تخلف جاك وميسون تولى الامر ، ولا تسألى كيف ؟ |
| Saçma sorular sorma. | Open Subtitles | لا تسألى مثل هذه الأسئلة السخيفة |
| sorma desem, sormayacak mısın? | Open Subtitles | الن تسألى ان طلبت منك الا تسألى؟ |
| Nedenini sorma, fakat Dooku, onu rehin olarak tutmuş olmamdan dolayı bana karşı kin duyuyor. | Open Subtitles | لا تسألى لماذا لكن دوكو يحمل لى الضغينة |
| Hadi gel. Fazla soru sorma. | Open Subtitles | هيا , لا تسألى كل هذه الأسئلة |
| Kendin bulabilirsin. Gloria'ya da sorma sakın. | Open Subtitles | ستجديها ولا تسألى "غلوريا" أيضاً |
| Pasta lekesi. Hiç sorma. | Open Subtitles | فقط حلوى مجمده لا تسألى |
| Sen de finansörleri benim kadar tanıyorsun. Kendine şunu sor; | Open Subtitles | من معرفتكِ لمجموعتكِ فعليكِ أن تسألى نفسكِ |
| Asıl onun bana ne yaptığını sor. | Open Subtitles | من الافضل ان تسألى عن ما فعله بى |
| Müşterilerime sorabilirsin. | Open Subtitles | و يمكنك أن تسألى أى أحد من عملائى |
| Hayır. Neden sordun? | Open Subtitles | لا ، لما تسألى ؟ |
| Eğer önüme geçmek istiyorsan, sadece sorman yeterli. | Open Subtitles | إذا كنت ترغبى في المرور أمامي، كل ما عليك القيام به هو تسألى. |
| Yani. böbürlenmek istemem ama, siz sordunuz. | Open Subtitles | -أنا لا أقصد أن أتفاخر لكن أنتى تسألى |
| O yüzden, fazla ileri gitmeden önce kendine şunu sormalısın. | Open Subtitles | لذا قبل أن يذهب الموضوع لحد بعيد يُستحسن أن تسألى نفسكِ سؤالاً: |
| Çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | تسألى الكثير من الأسئلة. |
| - Hiç söylemedin. - Hiç sormadın. | Open Subtitles | لم تقل شيئا عن هذا انتى لم تسألى |
| Hiç kendine sormayacak mısın? olması gereken bu muydu diye. | Open Subtitles | لن تسألى نفسكى، هل كان هناك شيء ؟ |