| Köylerimiz bunu hak etmek için ne yaptı hiç bilmiyorum... Korkunç bir şey. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا فعلت مدينتنا حتى تستحق هذه الكارثة. |
| Bugün geçirdiğin günden sonra bunu hak ettin. | Open Subtitles | بعد ما مررت به من احداث لليوم. فإنك تستحق هذه. |
| Bugün geçirdiğin günden sonra bunu hak ettin. | Open Subtitles | بعد ما مررت به من احداث لليوم. فإنك تستحق هذه. |
| Şu avukat buna değer mi? | Open Subtitles | وهل هذه المحامية تستحق هذه التكلفة والعناء ؟ |
| Umarım bu hikaye buna değer çünkü şuana kadar hayalimdeki işe benim için Bin bir Gece Masalları'na döndü. | Open Subtitles | آمل أن تستحق هذه القصّة العناء لأنّ وظيفة أحلامي تتحوّل إلى "ألف ليلة وليلة من الكوابيس" |
| Noel vakti, neredeyse başardık ve bunu hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنها اعياد الميلاد الآن، وأنناتقريباًنجحنا.. وأنت تستحق هذه الهدية. لذا، عيد ميلاد مجيد. |
| Bana hep zorluk çıkardın ama bunu hak etmedin. | Open Subtitles | لقد جعلت حياتي صعبة، لكنك لم تستحق هذه النهاية. |
| En azından bunu hak ettin. Al bakalım. | Open Subtitles | تستحق هذه المكانة على الآخير، هاك |
| bunu hak etmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تستحق هذه |
| bunu hak etmiyorsun. Pekâlâ it herif. | Open Subtitles | أنت لا تستحق هذه |
| O yüz karası bunu hak etti. | Open Subtitles | تستحق هذه النفاية |
| bunu hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تستحق هذه |
| Umarım bu hikaye buna değer çünkü şuana kadar hayalimdeki işe benim için Bin bir Gece Masalları'na döndü. | Open Subtitles | آمل أن تستحق هذه القصة العناء لأن وظيفة أحلامي... ''تتحول إلى ''ألف ليلة وليلة من الكوابيس... |
| Aileniz de buna değer. | Open Subtitles | وعائلتك تستحق هذه التضحية. |