|    Evet. Serbest kalacaksın ve istediğin her şeyi yapabilirsin, söz.    | Open Subtitles |     ستكونين حرّة و تستطيعين القيام بما يحلو لكِ, أعدكِ بذلك.    | 
|    En azından ona neler hissettiğini söyle, bunu yapabilirsin.    | Open Subtitles |     على الأقل أخبريه كيفية شعورك أنت تستطيعين القيام بهذا    | 
|    yapabilirsin, bunu biliyorum. Yanında olacağım.    | Open Subtitles |     أنتِ تستطيعين القيام بذلك , أنا أعرف ذلك وأنا أيضاً سأكون بجواركِ    | 
|    Demek istediğim, bunu tek başıma yapamazsın.    | Open Subtitles |     ما عنيتُه هو أنّكِ لا تستطيعين القيام بهذا لوحدك.    | 
|    - Oh, çok fazla! Oh! - Tamam, hayır, bunu yapamazsın.    | Open Subtitles |     اوه, هنالك العديد منهم- حسنأً, كلا, أنت لا تستطيعين القيام بهذا-    | 
|    Yapma, daha iyi düşün. yapabileceğin bir şeyler olmalı.    | Open Subtitles |     بربكِ، فكري جيداً لابد أن هناك شيئاً تستطيعين القيام به    | 
|    Mükemmel. Başla. yapabilirsin.    | Open Subtitles |     هذا مثالي , قومي بها تستطيعين القيام بالامر.    | 
|    Bunu yapabilirsin. Yapabileceğini biliyorum.    | Open Subtitles |     تستطيعين القيام بذلك أنا أعلم أنك تستطيعي    | 
|    Sen herkesi tek tek yapıyorsun. Toplu olarak da yapabilirsin.    | Open Subtitles |     أنتي تقومين باستعراض كل شخص بشكل منفصل تستطيعين القيام بذلك بدفعة واحدة    | 
|    Ancak bunu yapabilirsin çünkü yapmak üzere olduğun şey dünyadaki en güzel şeylerden birisi.    | Open Subtitles |     ولكنك تستطيعين القيام بهذا لأن هذا هو الصواب هنا هذا هو الشئ الاكثر جمالا في العالم كله    | 
|    Demek istediğim, bundan sonra her şeyi yapabilirsin, uyuşturucu bağımlılığı değil ki bu.    | Open Subtitles |     انا فقط أقول تستطيعين القيام بشيء بعد هذا غير المتاجرة بالمخدرات    | 
|    Sonra da matbaacılara giderek onlara yaptığımı gösterdim, ve bana "Tabi ki bunu yapabilirsin" dediler.     | TED |     ثم أخذت ما قمت بطباعته و أريته إلى أصحاب المطابع فمن شدة دهشتهم قالوا لي"بالطبع تستطيعين القيام بذلك.     | 
|    - Tish, yapabilirsin tatlım.    | Open Subtitles |     تيش، تستطيعين القيام بهذا عزيزتي    | 
|    Hadi, bundan daha iyisini yapabilirsin.    | Open Subtitles |     هيا ، تستطيعين القيام بأفضل من هذا    | 
|    Polisler geliyor. yapabilirsin.    | Open Subtitles |     الشرطة ستأتي، تستطيعين القيام بهذا    | 
|    Hala yapabilirsin. Sana inanıyor.    | Open Subtitles |     ما زلت تستطيعين القيام بذلك إنه يثق بك    | 
|    Evde yapamazsın, onu hastaneye götüreceğim.    | Open Subtitles |     لا تستطيعين القيام بذلك ساَخذه للمستشفى    | 
|    Bunların hepsini yapamazsın.    | Open Subtitles |     لا تستطيعين القيام بكل هذه الأمور    | 
|    Değneğin olmadan hava büyüleri yapamazsın. Ya da...    | Open Subtitles |     لا تستطيعين القيام بمثل هذه التعاويذ إلا إذا كان لديكِ العصا السحرية أو إذا كان...    | 
|    Onları kurtaramazsın. Tek yapabileceğin, izlemek.    | Open Subtitles |     لاتستطيعين انقاذهم الشيء الوحيد الذي تستطيعين القيام بهِ هو المشاهده    | 
|    Şuan yapabileceğin en iyi şey bunların dışında kalmak.    | Open Subtitles |     الأمر الآمن الذي تستطيعين القيام به في الوقت الحالي أن تبقين خارج الموضوع    |