| Eğer söyleseydim gelmeme izin vermezdi. O zaman buraya gelemezsin demektir. | Open Subtitles | إذا أخبرتها فلن تسمح لي بالقدوم هذا بسيط، لن تستطيع القدوم |
| Neden bizimle gelemezsin? | Open Subtitles | لماذا لا تستطيع القدوم معنا؟ |
| Yarın çalışmaya gelirsin ya da gelmezsin; ama çocuğu getiremezsin. | Open Subtitles | الآن، تستطيع القدوم للعمل غداً أو لا. لكنّك لا تستطيع جلب الصبيّ. |
| Ruta diye biri, bu akşam gelemiyormuş. | Open Subtitles | إحداهنّ تدعى (روتا) لن تستطيع القدوم لا! |
| Tamam,iyi gelebilirsin, ama seni arayana kadar tezgahın orada bekle. | Open Subtitles | حسناً ، تستطيع القدوم لكن ، إنتظرنى حتى أقوم بإستدعائك |
| sütçü ,biraz daha erken gelemez misin ? | Open Subtitles | يا بائع الحليب ، ألا تستطيع القدوم باكرا قليلا ؟ |
| En iyi arkadaşım Gail Gelemeyecek çünkü yarına matematik sınavı var. | Open Subtitles | صديقتي (غيل) لا تستطيع القدوم لأن عليها إختبار في الجبر غداً |
| - Heidi Bremer, cumartesi oğlunun gelemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | .. أخبرتني "هايدي بريمر" للتوّ .. أن ابنتها لا تستطيع القدوم يوم السبت |
| Yemeğe mi gelemezsin? | Open Subtitles | لا تستطيع القدوم الى عشاء ؟ |
| Sen de hafta sonları Münih'ten gelirsin. | Open Subtitles | تستطيع القدوم من ميونخ في الإجازة الأسبوعية |
| Gelecek dönem bursla ilgili evraklarýný tamamlamýþ olarak gelirsin. | Open Subtitles | تستطيع القدوم الفصل القادم مع كامل أوراقك و معونتكَ المالية |
| Belki ara sıra beni ziyarete gelirsin. | Open Subtitles | ربّما تستطيع القدوم لزيارتي في يومٍ ما. |
| Refakatçisi gelemiyormuş. | Open Subtitles | مرافقتها لا تستطيع القدوم. |
| Sana başka bir dükkan bulana kadar benimle gelebilirsin. | Open Subtitles | حسناً، تستطيع القدوم معي إلا أن نعثر على متجر حيوانات أليفة آخر |
| Bak, bu gece kamp var... ve sadece mezunlar için, ama sen de gelebilirsin. | Open Subtitles | وهو للخريجين فقط لكنك تستطيع القدوم |
| Yani, yarın çalışmaya gelebilirsin? | Open Subtitles | إذاً, هل تستطيع القدوم غداَ للعمل؟ |
| Buraya gelemez çünkü onun izlendiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | هي لا تستطيع القدوم إلى هنا لأنها تعتقد بأنها مراقبة |
| Gelemeyecek. | Open Subtitles | لن تستطيع القدوم |
| Buraya gelemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها لا تستطيع القدوم إلى هنا. |