"تستطيع ان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onu
        
    • edebilir
        
    • edebilirsin
        
    • Beni
        
    • yapabilir
        
    • yapamazsın
        
    • verebilir
        
    Dur, dur! Onu fırlatmak için dışarı çıkana kadar beklersen sevinirim. Open Subtitles لا,اذا كنت تستطيع ان تنتظر الى ان تخرج للخارج ثم ترميها
    Uzanır ve bikininin üstü yerde kalmalı ki Onu almak için yuvarlanabilmeli. Open Subtitles هي تأتي وقطعة الملابس العلوية تبقى عليها لكي تستطيع ان تناول المستحضر
    - Kaç adamı olduğunu tahmin edebilir misin? - Bir ordu. Ve Jean. Open Subtitles هل تستطيع ان تقدر كم معه من رجال ان لديه جيش, مع جين
    Oh, bu konuda endişelenme Joe. Sen her şey sipariş edebilirsin. Babamın hesabına gider. Open Subtitles لا تقلق جوو , تستطيع ان تطلب ما تشاء كل شيئ على حساب والدي
    Bak, sana şu an anlatamam ama sen Beni geri arayamazsın.. Open Subtitles اسمعي لا استطيع ان اشرح الان ولكن تستطيع ان تتصلى بي
    Biraz daha Afrikalı gibi, biraz daha zenci gibi yapabilir misiniz? Open Subtitles هل تستطيع ان تفعلها مثل التكارين ، أو تقريبا مثل الأفريقيين
    Ve paraşütten muhabirlik yapamazsın -- iki günlüğüne bir ülkenin içine atla ve ödevini yapıp, bir haber yazdığını zannet. TED انت لا تستطيع ان تغطي او تعد تقرير عن دولة ما بالذهاب اليها ليومين وتعد قصتك وتعود وتظن انك قمت بعملك
    Eşkalini verebilir misiniz? Boyu, deri rengi. Open Subtitles هل تستطيع ان تصفه لي لو سمحت طولة ولون بشرته
    Peki, Onu 6 hafta için alabilirsin. Open Subtitles حسنا يا درايدن تستطيع ان تأخذه لستة اسابيع من يعلم؟
    Dışarı gel, Domuzcuk. Niçin bizi rahat bırakmıyorsunuz? Onu bana ver! Open Subtitles اخرج ، بيجي لماذا لا تستطيع ان تتركنا لوحدنا؟
    Onu güçsüz bıraktın. Sen kim olduğunu sanıyorsun? Open Subtitles لا تستطيع ان تجبره على هذا حتى لو كنت ونج فاي هونج
    Express ise Bakanın arabasını geçen yıl 2 bin kilometre kullandığını ispat edebilir. Open Subtitles اكسبرس تستطيع ان تثبت ان الوزير قاد سيارته مسافة 2000 كم الصيف الماضي
    Bu, gezegenimizin daha uzun yaşamasına yardım edebilir. TED فهى تستطيع ان تساعد النباتات أن تعيش فترة أطول.
    Affedersiniz. Bana Alakarga Dağı'na giden yolu tarif edebilir misiniz? - Ne? Open Subtitles اعذرني, هل تستطيع ان تخبرني الطريق إلى جبل جاي
    İstersen şu anda Onu telafi edebilirsin, ya da varsa Onu 50 yapabilirsin. Open Subtitles تستطيع ان تصحح الخطأ الآن وتعطينى 50 جنيه لو معك
    Eğer kendini iyi hissedeceksen, bana isimler takmaya devam edebilirsin. Open Subtitles تستطيع ان تنادينى باسماء لو هذا سيجعلك تشعر بارتياح.
    Kimilerini belki tedavi edebilirsin, ama onların mayasını değiştiremezsin. Open Subtitles من الممكن ان تؤثر فى الانسان لكن لن تستطيع ان تغيره بالكامل
    Sabıkamı biliyorum. Beni herhangi bir suçlamayla akıl hastanesine geri gönderebilirsiniz. Open Subtitles تستطيع ان تُعيدنى الى المصحة تحت اى اتهام, لا اعبأ بما ستفعله معى
    Rahat olun, doktor. Söyleyeceğiniz şey Beni hayret ettirmez. Open Subtitles اهدا دكتور لن تستطيع ان تخبرنى باى شىء لم اتخيله
    Ancak bir farkla; üzerine tıklayabilirsiniz ve eğer tıklarsanız, Dünya'nın herhangi bir yerine kolaylıkla zoom yapabilir, yakınlaştırabilirsiniz. TED هناك شيء مختلف تستطيع ان تضغظ عليها ولو ضغطت عليها تستطيع التقريب علي اي نقطة تريدها علي الارض
    Daha iyisini yapabilirsin, adamım. yapabilir misin? Open Subtitles هل تستطيع ان تتجاوز هذا هل يمكنك ان تتجاوز ذلك ؟
    Bunu Rocky'ye yapamazsın. İzin vermem. Open Subtitles أنت لا تستطيع ان تفعل لروكى أنا لَن أَتركك
    Çalışırken istediğin her şeyi yapamazsın. Open Subtitles لا تستطيع ان تفعل اي شيء تريد اثناء عملك
    Kafa ütülemeye devam edeceksen, sesi kulaklığa verebilir misin? Open Subtitles هل تستطيع ان تضع سماعات ان كنت سوف تخنق قيتارك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more