| Hayır, Anlamıyorsun. | Open Subtitles | لا, أنت لم تستوعب هذا أنا فقط حصلت عليها |
| Sen bu lanet şeyi Anlamıyorsun, o senin amirin değil, senin kardeşin, sana yaşamayı öğretiyor. | Open Subtitles | أنت لم تستوعب كلامه انه ليس قائدك أنه اخوك ويعلمك كيف تعيش |
| Ona yüz kez söyledim ama hâlâ anlamıyor. | Open Subtitles | لقد حذرتها أكثر من مائة مرة لكنها لم تستوعب حتى الأن |
| Bilmem farkında mısın Gary, ama artık yeniyetme değiliz. | Open Subtitles | لا اعلم اذا كنت لا تستوعب,ولكن لم نعد اطفال بعد الان |
| Hala kimin adına burada olduğumu anlamadın sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنك لم تستوعب بعد من أرسلني إلى هنا |
| Sakin ol, her şeyi yanlış Anladın. Sandığın gibi değil. | Open Subtitles | اهدأ، لم تستوعب جيدًا ليس كما تعتقد. |
| Ölümlülüğün tehlikelerini anlıyor ve neden bundan kurtulması gerektiğini. | TED | لقد بدأت تستوعب مخاطر البشرية الفانية ولماذا يتعين عليها الإفلات منها. |
| anlamazsın ki. Bu-Bu bir kardeşlik meslek aşkı. | Open Subtitles | لن تستوعب الأمر, إنها الأخوية, النداء |
| Ama artık çok farklısın. Anlamıyorsun değil mi? | Open Subtitles | والآن أنت مختلف ألّم تستوعب هذا, ألّم؟ |
| Anlamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت فقط لا تستوعب الأمر، أليس كذلك ؟ |
| - Sakin ol evlat. - Anlamıyorsun değil mi? | Open Subtitles | اهدأ فحسب يا بني - أنت لا تستوعب ذلك أليس كذلك ؟ |
| Belki onu götürdüğüm her filmi anlamıyor ama deniyor ve çok kibar biri. | Open Subtitles | ربما لا تستوعب الأفلام التي أصحبها إليها ولكنها تحاول.. إنها مثابرة |
| Tatlı torunum, anlamıyor musun? | Open Subtitles | ياحفيدي الجميل و الرائع, ألا تستوعب الأمر؟ |
| Ne kadar baskı altında olduğumu anlamıyor musun? | Open Subtitles | هل تستوعب حجم الضغط الذي اواجهه؟ |
| Evrenin bizim için yaratıldığı fikrinin biraz daha kibirli olduğunun farkında değillermiş gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | لا يبدو أن الناس تستوعب أن كوناً مخلوق من أجلنا هو الغرور ذاته |
| Ve sen farkında değilsin. Artık bir dünya yok. | Open Subtitles | و لم تستوعب انه لايوجد عالم من الأساس |
| Hala anlamadın Dillon, değil mi? | Open Subtitles | و سننال منهم لا زلت لا تستوعب الموقف يا ديلون |
| Tetikçiler bile bilmiyor ki! anlamadın mı? | Open Subtitles | من أطلقوا الرصاص أنفسهم لا يعرفون ألا تستوعب ذلك؟ |
| Bana söylediği sözleri Anladın mı? | Open Subtitles | هل تستوعب تلك الكلمات التي أخبرتني بها؟ |
| Teknik konular hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum. Ne yaptığını anlıyor musun? | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع أي شيئ عن الجوانب التقنية هل تستوعب ما قمتَ به هذه المرّة؟ |
| Nasıl olur da hala anlamazsın? | Open Subtitles | كيف لم تستوعب هذا حتى الآن؟ |
| Burada neyle uğraştığımızı gerçekten anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | كلّ ما في الأمر، أنّك لا تستوعب ما نواجهه هنا |
| Yaptıklarının yavaş yavaş farkına vardığını ve nelere mal olduğunu anladığını söylemiş. | Open Subtitles | تقول إنها بدأت تستوعب ما فعلت، وما عناه ذلك |
| Çok basit, öyle değil mi? Ölmemizi istiyorlar. Daha anlayamadın mı? | Open Subtitles | الأمر بسيط جداً، يريدون قتلنا ألم تستوعب الأمر بعد؟ |