| Kısa süren güneşli dönemde çiçekler ısınıyor ve birden nektar üretmeye başlıyor. | Open Subtitles | خلال فترة مشمسة وجيزة تسخن الزهور وتبدأ مباشرة بإنتاج الرّحيق |
| İçinden bir sürü şey çıkan bir nokta var, bu nokta güneşin altındayken ısınıyor, arka tarafta kaldığında ise soğuyor. | TED | فمن الواضح أن هناك بقعة محددة تخرج منها كل هذه الأشياء؛ حيث تسخن تحت تأثير الشمس، ومن ثم تبرد عندما تصبح على الجانب الآخر. |
| Hacimsel bir imbiğe ısı veremezsin. | Open Subtitles | انت لن تسخن في قارورة حجمية. |
| Yazın orası sıcak ve bilgisayarlar ısınır. | Open Subtitles | الجو حار هناك في الصيف وقد تسخن الحواسيب |
| Sanırım fırını 190 dereceye ısıtman gerekiyor. | Open Subtitles | أظن أنك يفترض أن تسخن الفرن لدرجة حرارة 375 |
| Hemen eve dön ve Bayan Patmore'a arama ekibi için çorba ısıtmasını söyle. | Open Subtitles | عد إلى المنزل بأسرع ما يمكن واطلب من السيدة باتمور أن تسخن حساءً لفرقة البحث |
| Önden sen gir, işler ısınmaya başlayınca da ben zıplarım. - Mitchell! | Open Subtitles | حسناً , ابدأ انت و من ثم سأدخل عندما تسخن الأمور |
| Kendi kendine su kaynatan tek adam odur herhalde. | Open Subtitles | كان الوحيد الذي بوسعه منعها من أن تسخن بشدّة. |
| Belli bir dereceye ısıtıldığında da çeliği aşındırıyor. | Open Subtitles | و لكن عندما تسخن لدرجة معينة فإنها .. تأكل الفولاذ |
| - Vakti gelmişti, hava ısınıyor. | Open Subtitles | انها مسألة وقت, كانت بدأت تسخن. |
| Ama Arktik bölgesi hızlı şekilde ısınıyor. | Open Subtitles | لكن القارة الشمالية تسخن سريعاً، |
| Vay canına. - Dikkatli olun. Soğutmasız hızlı bir şekilde ısınıyor. | Open Subtitles | هذا رائع - كن حذراً بدون التبريد تسخن بسرعة - |
| Bu ışıklar metal halojenürlü lambadır. Etrafa bir kaç yüz derece ısı verebilirler. | Open Subtitles | قد تسخن على درجة 200 |
| Evet, yani, bildiğin gibi, Parker, çoğu metal tutulduğunda ısı verir... örneğin, platinum... ama altınsa, vermez. | Open Subtitles | (أجل ، لذا ، كما تعلمين ، يا (باركر ...معظم المعادن تسخن عندما تحتجز البلاتين ، على سبيل المثال |
| Çekirdeği ısınır ısınmaz gaz yayacak. | Open Subtitles | بمجرد أن تسخن سنُطلق الغاز |
| - Bu şeyler ısınır biliyorsunuz... | Open Subtitles | -هذه الأشياء تسخن كما تعرف .. -شكراً لك |
| Sütü ısıtman lazım ama, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن تسخن الحليب أيضاً صحيح ؟ |
| Tamam ama anne sütünü ısıtman lazım. | Open Subtitles | حسنا،ولكن عليك ان تسخن حليب ثدييي |
| Karıcığım, Henriette'ye biraz su ısıtmasını söyler misin? | Open Subtitles | إيما، عزيزتي هلا طلبتي من هنريث ان تسخن بعض من الماء؟ |
| Pizzayı ısıtmasını rica ettim, "Kalk kendin yap!" dedi. | Open Subtitles | طلبت منها أن تسخن البيتزا. فقالت، "اذهب وسخنها بنفسك!" |
| Tıpkı dev bir soba gibi plato ilkbahar ve yaz mevsimlerinde ısınmaya başlar. | Open Subtitles | كالصفيحة الحارة اللعملاقة الهضبة تسخن في الربيع والصيف. |
| İnsanın kanını kaynatan şeyler. | Open Subtitles | أمور تسخن لها الدماء وتزداد في حمرتها |
| Tekrar ısıtıldığında tadı daha da iyi oluyor. | Open Subtitles | تبدو ألذ عندما تسخن من جديد |
| Bloomingdale'de, suyun ısınmasını bekliyordum. | Open Subtitles | كنت في محل "بلومينجدال"، في انتظار أن تسخن المياه. |