| ABD'ye halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarmak amacıyla borcu geri ödemek için ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد أن تسدد الولايات المتحدة ثمن كلّ الخراب الذي أحدثتموه هنا. |
| Dinle, Margie için yaptığım şeyden dolayı bana borcunu ödemek istiyordun hep. | Open Subtitles | أستمع أنا أعلم أنك كنت دائما تقول لى أنك تريد أن تسدد لي لما فعلته لمارجي |
| Zamanla bana ödeme yapman gerek. Çalışarak. | Open Subtitles | عليك أن تسدد المبلغ مع الوقت، عليك أن تعمل من أجله. |
| Demek buradan kovuldun ve şimdi başka kredi kartlarıyla kredi borcunu ödüyorsun. | Open Subtitles | لذا تم طردك من هناك والآن تسدد ديونك الإئتمانية ببطاقات إئتمان أكثر ، أليس كذلك ؟ |
| Şutu atarken, rüzgarı da hesaba katmalısın. | Open Subtitles | عندما تسدد عليك ان تنتبه للرياح |
| Bize parayı geri ödeyene kadar, bana bağlısın. Büyük değişiklikler olacak burada, | Open Subtitles | حتى تسدد الدين ستكون مسؤولاً أمامي وستكون هناك تغييرات كبيرة |
| borcunu ödemezsen, bir kaç paket sigaran varsa birinin eldivenini alırsan ya da birine yalan söylersen öldürülürsün. | Open Subtitles | إذا لم تسدد دينك، إذا كنت مديناً بحزم سجائر أو سرقت قفاز أحدهم، أو كذبت فالموت مصيرك.. |
| Yıldız öğrencim okul parasını böyle mi ödüyor? | Open Subtitles | هكذا تسدد تلميذتي المجتهده أقساط دراستها الطب |
| Ya da faturalarını ödemedin ve depoya çeyrek litre benzin doldurdun çünkü artan parayla mini pakette sığır pastırması aldın. | Open Subtitles | او ربما لانك لم تسدد فواتريك ووضعت فقط ربع غالون البنزين في خزان الوقود لانك اردت صرف الباقي على برجر ميني مارت |
| Şut atmayacak mısın ? | Open Subtitles | ألن تسدد ؟ |
| Karın kredi kartı borçlarını ödemek istediğinde bana ödeme yapmak için bir nedenin var artık. | Open Subtitles | الآن لديك سبب وجيه لتدفع لي عندما تريد أن تسدد البطاقات الائتمانية |
| o bir fatura ödemek zorunda. ne için? | Open Subtitles | هي يجب أن تسدد بعض الفواتير لأي سبب؟ |
| Thomas, annenin McTeague'ye borcunu ödemek için ne gerekiyorsa alabilirsin. | Open Subtitles | (توماس) يمكنك أخذ ما تحتاج إليه لأمك حتى تسدد دينها لـ(ماكتيج) |
| Gerçek ödeme yapman gereken kişi borcunu toplamayan kişidir. | Open Subtitles | الرجل الذي عليك أن تسدد له حقاً لا يمكنك أبداً جمع دينه |
| Öyleyse ipoteği nasıl ödüyorsun, Flint? | Open Subtitles | إذن كيف تسدد رهن البيت يا فلنت؟ |
| Kredi kartlarını ödüyorsun. | Open Subtitles | لقد كنت تسدد بطاقات إئتمـانها. |
| Şutu atarken, rüzgarı da hesaba katmalısın. | Open Subtitles | عندما تسدد عليك ان تنتبه للرياح |
| Yarından itibaren onlar için çalışacaksın ta ki paranın kalan kısmını ödeyene kadar. | Open Subtitles | بدءاً من الغد، ستعمل لديهم حتى تسدد بقية الدين |
| Hal'ın yerinde çalışarak topluma karşı borcunu ödemeye benim yeni ortağımın keskin gözleri altında başladı. | Open Subtitles | أن تسدد دينها للمجتمع فهي تعمل الآن لدى شريكتي الجديدة |
| Kadının parası vardı ve odanın parasını o ödedi. | Open Subtitles | لقد كانت تملك النقود، وكانت تسدد ثمن الغرفة |
| Ufgood, Hala bana olan Borçlarını ödemedin. | Open Subtitles | لم تسدد ديونك لى, يا أفجود. |
| Şut atmayacak mısın? | Open Subtitles | ألن تسدد ؟ |