| Dikkat et. Yerlere su dökme. Üşütüp hastalanmalarını istemem. | Open Subtitles | انتبه الا تسكب الماء على الارض لاننى لا اريدها ان تصبح مريزه |
| dökme! Acemice görünüyor. | Open Subtitles | لا تسكب الشراب يبدو هذا عملاً غير احترافي |
| Bacağıma sıcak yağ döküyorsun! | Open Subtitles | أنت تسكب زبداً ساخناً على ساقي |
| Tüm içkiyi döküyorsun. | Open Subtitles | أنت تسكب النبيذ |
| Senden birkaç damla soğumuş kahveyi alıp adamın üstüne dökmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنا أطلب أن تسكب عليه بعضاً من القهوة الفاترة |
| Bir bardak su verir misin. Hemen döneceğim. | Open Subtitles | هلا تسكب لي بعض الماء، سأعود حالاً |
| Evet, en azından üstüne bir fincan sıcak kahve dökmedin. | Open Subtitles | على الأقل لم تسكب وعاء من القهوة التي تغلي على قميصك |
| İki haftadır çamur akıtıyordu sanki. | Open Subtitles | كانت تسكب فتات القهوة منذ اسبوعين |
| Planı, kendine bir kadeh beyaz şarap doldurup en güzel geceliğini giyerek geride kabartmalı kağıda yazılmış bir not bırakmaktı. | Open Subtitles | خطتها كانت ان تسكب كأسا من نبيذها المفضل و ترتدي أجمل فساتين نومها و تترك خلفها رسالة على أرقى قرطاسية |
| Ayrıca içini dökmüyorsun ve içki de içmiyorsun. | Open Subtitles | أيضا ً,أنت لم تسكب روحك و لم تشرب |
| Kahveni de dökme yoksa hamamböcekleri gelip kahvenin nasıl olduğunu sorar. | Open Subtitles | و لا تسكب قهوتك الا اذا أردت أن تخرج و تسأل ان كان محمص القهوة فرنسيا |
| Lütfen çok gizli dosyanın üzerine kahve dökme. | Open Subtitles | أرجوك لا تسكب القهوة على ملف سري للغاية |
| - Sakın dökme Rodney. | Open Subtitles | أجل لا أريدك أن تسكب قطرة " رودني " |
| Çok dökme yeter, tamam mı? | Open Subtitles | فقط لا تسكب الكثير, حسناً؟ |
| Birayı döküyorsun. | Open Subtitles | أنت تسكب البيرة؟ |
| Ne diye güzelim içkiyi döküyorsun? | Open Subtitles | لم تسكب ما في الزجاجة ؟ |
| - Bir damla bile ziyan etmeyin. - Sabah çayından önce mi? | Open Subtitles | لا تسكب أي من ذلك قبل الشاى الصباحى ؟ |
| Joe, şişeyi bitirmeden önce Boots'a bir bardak süt koy. | Open Subtitles | جو " لم لا تسكب له كأساً من الحليب قبل أن تنهي القارورة |
| En azından pantolonuna bir fincan dolusu sıcak kahve dökmedin. | Open Subtitles | على الأقل لم تسكب وعاء من القهوة التي تغلي على قميصك |
| İki haftadır çamur akıtıyordu sanki. | Open Subtitles | كانت تسكب فتات القهوة منذ اسبوعين |