| Hayır, doğrudan ona teslim etmek istiyorum. Masasına bir not bırakamaz myım? | Open Subtitles | كلا، سأفضّل تسليمها إلى المارشال مباشرة ربما بوسعي ترك ملاحظة على مكتبه؟ |
| Planların güvenli bir şekilde teslim edildiklerini söylemeye geldim. | Open Subtitles | لقد عدت لأقول لك أن المخططات تم تسليمها بشكل آمن |
| Ona pulların zaten satıldığını sadece pulları teslim edip parayı alacağımızı söyleriz. | Open Subtitles | سنخبرهم بأننا قمنا ببيعها... وكل ما نحتاجه هو تسليمها لهم وقبض المبلغ |
| - İyi, ben alırım evlat. - Hayır, şefe vermek istiyorum. | Open Subtitles | ـ جيد ، اعطني إياها يا فتى ـ لا ، أريد تسليمها للقائد |
| Nereye teslim edilmesini istersin ve seni yemeğe dışarı çıkarabilir miyim? | Open Subtitles | أين تريد تسليمها ويمكنني أن يأخذك الخروج لتناول العشاء؟ |
| Hatırlarsan, dersimde ödevleri elden teslim edemezseniz e-maille kabul edeceğimi de söylemiştim. | Open Subtitles | لأذكرك، لقد أوضحت في منهجي أنه يمكنني استقبال الأوراق عبر البريد الالكتروني إن تعذر تسليمها لي مباشرةً |
| Eyalet cesedi ailesine teslim etmeden önce bizden otopsi yapmamızı istiyor. | Open Subtitles | الولاية تطلب تشريح الجثة قبل تسليمها إلى ذويها |
| Vereceğin cevaba göre, malları ondan alıp sana teslim edebilirim. | Open Subtitles | مهمتي كانت استعادة الرزمة من هذه المرأة , إنني لا أمانع من تسليمها لك |
| Arkadaşını onlara teslim etmek istiyorsan dönebiliriz. | Open Subtitles | إذا كنت تريد تسليمها لأولئك الرجال فسنعود من حيث أتينا |
| Onu sadece resmi bakıcısına teslim edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تسليمها فقط إلى ولي أمرها الرئيسي. |
| Eşyalarımı istediğimde elden teslim etmeni kastetmemiştim. | Open Subtitles | عندما سألت عن أشيائي لم أقصد تسليمها باليد |
| Üç paketin hepsi de bir kadın kurye tarafından teslim edildi... | Open Subtitles | كل هذه الثلاثة أظرف تم تسليمها بواسطة هذه المرأة |
| Altı adet kitaba ihtiyacım var, ve elden teslim edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | سأحتاج إلى ست نسخ من هذا الكتاب وينبغي أن يتم تسليمها يداً بيد |
| Onu teslim etmeyi reddedersen elimde bizzat Savunma Bakanı'nın imzasını taşıyan evrakla çıkar gelirim. | Open Subtitles | إذا رفضتِ تسليمها سأستدعيك بموجب مذكرة موقعة من وزير الدفاع بنفسه |
| Sonradan bir rapor doldururum. Şu anda onu teslim edemem. | Open Subtitles | سأقدم تقريراً مكتوباً لاحقاً ، لا يمكنني تسليمها |
| Samuel'in sana parasını verdiği silahları 1 hafta önce teslim etmiş olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | هل أنا على حق في الاعتقاد أن صموئيل قد دفع لك لشحنة الأسلحة التي اتفقت على تسليمها قبل أسبوع؟ |
| Onu Karanlık'a teslim etmekten başka çarem yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي اي خيار سوى تسليمها لطائفة الظلام |
| Ama onu Direniş'e vermek de güvenliğini garanti altına almazdı. | Open Subtitles | لكن تسليمها للمقاومة ما كان سيضمن أمنها هو الآخر. |
| Onu Afganlara vermek istemiştim ancak her nedense emirlerim onu göz altında tutman yönündeydi. | Open Subtitles | أريد تسليمها للأفغان لكن لسببٍ ما ، أوامري تنصُّ بأن أبقيها في الكفالة. |
| Takıldığı tek yer burası değil. Ona vermemi istersen... | Open Subtitles | هذا ليس المكان الوحيد الذي يتسكع فيه لو أردت يمكنني تسليمها له... |
| Gemiyle düzinelerce ülkeye teslimat yaptık. | Open Subtitles | نحن تسليمها إلى عشرات من الدول على هذه السفينة. |
| Hae Won Okullarını o kadar kolayca elden çıkarmaz. | Open Subtitles | مدرسة هاي وون لن يتمّ تسليمها لك هكذا بسهولة |
| Bu arada, istediğiniz araba getirildi. | Open Subtitles | بالمناسبة ، السيارة التى طلبتها تم تسليمها |