| Kaderin işine bak, onca yıl basamakları tırmanmak için.. | Open Subtitles | إنه لمن الغريب مآل الأمور طوال تلك السنوات حاولت تسلّق السّلم |
| 1986 yılından kalma, hiç açılmamış dağ tırmanma takımına mı ihtiyacın var? Sen dağa tırmanmazsın ki. | Open Subtitles | تُريد معدّات تسلّق الجبال التي لم تُفتح منذ عام 1986؟ |
| Yatak çarşafını al, beline bağla pervaza tırman ve kendini bırak. | Open Subtitles | خُذ مُلائة, اربطها بخاصرتك تسلّق السور, واقفز عبر الحافّة أأنت مجنون؟ |
| Pencereme tırmanırken cebinden düşürmüş olmalı. | Open Subtitles | أجل، ربّما سقطَ من جيبه عندما تسلّق إلى النافذة. |
| Prens onun saç örgüsüne tutunarak kuleye tırmandı. | TED | تسلّق الأمير خصلات شعرها صعودًا إلى البرج. |
| Bu uçurumlara 30 yıldır tırmanan olmadı. | Open Subtitles | مضى أكثر من ثلاثين عامًا منذ أن تسلّق أحدٌ هذا الجُرُف |
| El Capitan'ı kaya tırmanışı için imkânsız hâle getiren buzdur. | Open Subtitles | الجليد هو ما جعل الكابيتان أعظم تحدٍ في تسلّق الصخور |
| Everest dağına bakıyordum ve tırmanmaya hazırdım. | Open Subtitles | لقد كنتُ بادئة في التحدّي , و كنتُ مستعدة له هُنا شبهت مواعدة رجل ضخم البنية مثل تسلّق جبل ايفرست |
| Çimenlere tırmanmak ağaçlara tırmanmaktan zordur özellikle de gövdeleri sabit durmadığı için. | Open Subtitles | تسلّق العشب أصعب من تسلق الأشجار لأن ساق النبات يرفض أن يبقى ثابتًا |
| Dağa tırmanmak tabii ki zor, zor ama bu zorluğun üstesinden geldiğinizde mutlu oluyorsunuz. | Open Subtitles | ...تسلّق الجبل ،بالتأكيد امرٌ صعب ،لكن إذا تغلّبتَ على هذا التحدي .سوف تشعرُ بسعادة مُطلقة |
| Yüksek bir tepeye tırmanmak isterdim. | Open Subtitles | أود تسلّق تلة عالية. |
| Ama neden o gece silaha ve tırmanma ekipmanına ihtiyacı olsun ki? | Open Subtitles | لكن لمَ احتاج إلى مُسدّس وحبال تسلّق في تلك الليلة؟ |
| Gerçek hayatta ip tırmanma becerileri oldukça gereklidir. | Open Subtitles | ،في العالم الحقيقي ! تعلّم مهارات تسلّق الحبال شيء أساسي |
| tırman, Xantos'cu! Kaslarını kullan! | Open Subtitles | تسلّق, أكسانتستا إستعملْ عضلاتك |
| Çabuk, Guenter! Sarmaşığa tırman! | Open Subtitles | أسرع يا "غونتر"، تسلّق الكرمة. |
| Ona Himalayalara tırmanırken bir kaza sonucu öldüğümü söyle.. | Open Subtitles | أخبره أني قتلت في حادث تسلّق في هيمليس . |
| Ben girişe tırmanırken sen de onların dikkatini dağıtırsın. | Open Subtitles | بوسعي تسلّق البوابه وبإمكانك إلهاؤهم. |
| Kurbanın babası otelin çatısındaki yangın çıkışına tırmandı. | Open Subtitles | تسلّق والد الضحية سلالم الحريق صعوداً الى سطح النزل |
| Kimse hatırlamasa bile ben o gece oraya tırmanan Park Jung Bok'un Kore dağcılık tarihinin en yalnız ama en iyi dağcısı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | حتّى لو كانَ لا أحد يتذكر ذلك، أنا واثق بأنّ تسلّق بارك جونغ بوك في تلكَ الليلة، لم يكنْ الأكثر وحدةً فحسبْ، |
| Bence kaya tırmanışı. | Open Subtitles | أفكّر في... تسلّق الجبال... |
| Kapıya tırmanmaya çalıştı ve düştü. | Open Subtitles | لقد حاول تسلّق الباب وقد سقط |
| Amerika için tırmanın efendim. | Open Subtitles | تسلّق مِن أجل "أميركا" يا سيدي. |
| Ülkenin en güzel kızının kalbini çalmak isteyen bir prens varmış, bu yüzden krallığın en yüksek kulesine tırmanmış ve kayan bir yıldızı yakalamış. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الأمير الشاب والذي أراد أن يكسب حب أجمل عذراء في البلاد لذا تسلّق أعلى برج في المملكة وأمسك بنجم هاوِ لأجلها |
| Kafese Örümcek Adam gibi tırmanması dışında mı? | Open Subtitles | أتعنى عدا تسلّق هذا القفص مثل الرجل العنكبوت ؟ |
| - Tamam, yukarı çek kendini. | Open Subtitles | هيا، تسلّق |