| Aileyle paylaşmak sorun olmaz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تمانع أن تشاركه مع العائلة اليس كذلك؟ |
| Onun dünyasının merkezi olmak istedi ama onunla olmanın onu paylaşmak anlamına geldiğini fark etti. | Open Subtitles | تريد دائماً ان تكون في وسط عالمه لكن في النهاية , ادركت بأن كونها معه بأن يجب أن تشاركه |
| Odasını paylaşacak birini istediğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن أن هذا ما يريد؟ أن تشاركه هذه الغرفة؟ |
| Yanında hayatını paylaştığın insandan daha önemli hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | ما يهم أكثر هو أن يكون لديك شخص تشاركه حياتك |
| Zaten çok az olan arkadaşlarından şimdiye kadarki en yakın olanla paylaştığı derin ikna olmuşluktu. | Open Subtitles | مفتاح اعتقاده، يأتي من اقتناع راسخ تشاركه مع إحدى أقرب أصدقائه على الإطلاق. |
| Böyle bir haberi ailenle paylaşırsın ve sizler de benim ailemsiniz. | Open Subtitles | هذا النوع من الأخبار تشاركه عائلتك وأنتم عائلتي |
| ve eğer bir şey biliyorsa da, benimle paylaşmaz ki. | Open Subtitles | ، واذا كانت تعرف شيئاً أنها لا تميل . أن تشاركه معيِ |
| "ve benimle paylaşamadığın bu sırrı paylaşabileceğin harika birini bulursun." | Open Subtitles | ومع شخص تشاركه معك * حتى لو لم تشارك ذلك الجزء معي * |
| Tina'nın bizimle paylaşmak istediği bir şey var ama önce bir duyuru yapmak istiyorum. | Open Subtitles | تينا لديها شيء تريد ان تشاركه معنا كلنا , لكن أولاً |
| Efsaneye göre, Kaptan O'Malley hazinesini gömdükten sonra onu korsan arkadaşlarıyla paylaşmak istemediği için bir tane gerçek harita, | Open Subtitles | انه لم أريد أن تشاركه مع زملائه القراصنة، لذا فانه أعد خريطة واحدة حقيقية |
| Bunu sınıfla paylaşmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تشاركه مع بقية الطبقة؟ |
| Sınıftaki diğer arkadaşlarınla paylaşmak istediğin bir şey mi var? | Open Subtitles | أهناك ما تريد أن تشاركه مع بقية الصف؟ |
| Bunu paylaşacak kimseniz yoksa eğlence neresinde ki? | Open Subtitles | أي متعة هنالك لو لم يكن هناك من تشاركه اياها؟ |
| Affedersiniz. Bizimle paylaşacak bir şeyiniz mi var? | Open Subtitles | معذرة , هل هناك شيءٌ تود أن تشاركه معنا |
| Affedersiniz. Bizimle paylaşacak bir şeyiniz mi var? | Open Subtitles | معذرة , هل هناك شيءٌ تود أن تشاركه معنا |
| Hayatta başarılı olabilmek bunu ancak insanlarla paylaştığın zaman önemlidir, değil mi? | Open Subtitles | النجاح في الحياة هو حقيقة. لا يغدو مهمًا إلا عندما يتم تشاركه مع الآخرين، صحيح؟ |
| Tuvaleti kiminle paylaştığın sadece seni ilgilendirir. | Open Subtitles | من تشاركه المرحاض هو أمر يخصّك كلياً. |
| Son bilinen adresi eski eşiyle paylaştığı ev. | Open Subtitles | اخر عنوان معروف كان المنزل الذي تشاركه مع زوجته السابقة |
| Yeniden evlenmedi ve inşa ettiği yeni evlere rağmen karısıyla paylaştığı evde kaldı. | Open Subtitles | لم يتزوج مجددا و بصرف النظر عن الأبنية الحديثة التي بناها لقد ظل بالمنزل الذي تشاركه مع زوجته |
| Birini seviyorsan sırlarını onunla paylaşırsın. | Open Subtitles | عندما تحب شخص ما تشاركه في اسرارك |
| Birini seviyorsan sırlarını onunla paylaşırsın. | Open Subtitles | ان أحببت شخص فيجب ان تشاركه الاسرار |
| Sordum... bir şey biliyorsa da, benimle paylaşmaz. | Open Subtitles | . لقد فعلت ، واذا كانت تعرف شيئاً أنها لا تميل . أن تشاركه معيِ |
| Sırlarını paylaşabileceğin bir arkadaşa sahip olmak güzel. | Open Subtitles | من الجيد أن يكون لك شخص تشاركه أسرارك |
| "...diğer hayvanların yemeklerini onunla paylaşmasını istiyormuş." | Open Subtitles | تمنّى ظان تشاركه الحيوانات" "الأخرى الطعام |