| Biliyorsun, sen her zaman birbirimizi görmüyoruz diye şikayet edersin. | Open Subtitles | تعرفى، دائماً ما تشتكي من أنّنا لا نرى بعضنا البعض |
| Yeni başhemşirenin tanık olduğu şeyden sonra yaparsam Washington'a şikayet eder. | Open Subtitles | ان عينتك جراحا رئيسيا بعد ما رأته الممرضة المسؤولة فسوف تشتكي لواشنطن |
| - İhtiyar Bayan C'nin kötü talihi. Hiç şikayet etmez. | Open Subtitles | من المؤسف أننا لم نتمكن من رؤية ذلك سوياً و لكنها لا تشتكي أبداً |
| - Sen her zaman insanların sana yukarıdan bakmalarını şikâyet edersin ama bir çiftçi gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أنت دائما ُ تشتكي عندما ينظر إليك الناس بإستعلاء ثم تتصرف كقروي |
| Eğer bilekliğindeki çip olmasaydı, bütün gece beni takip edip zavallı kukusu hakkında dırdır ederdi. | Open Subtitles | لو لا وجود تلك الشريحة في سوارها لتبعتني في كل مكان طوال الليل تشتكي بشدة حيال مشاعرها |
| - İhtiyar Bayan C'nin kötü talihi. Hiç şikayet etmez. | Open Subtitles | من المؤسف أننا لم نتمكن من رؤية ذلك سوياً و لكنها لا تشتكي أبداً |
| Peynirli sandviçte peynir yok diye şikayet olmamalı tabi. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أن تشتكي أن ليس هناك جبن كفاية في السندويشات. |
| Para kazanmaya çalışıyorum. Para kazanınca şikayet etmezsin. | Open Subtitles | أحاول أن أجني المال فقط عندما تأتي النقود أنتِ لا تشتكي أبداً |
| Bu duvar seni azgın ayılardan korurken... hiç şikayet etmiyordun ama. | Open Subtitles | لم تشتكي من هذا الحائط عندما حماك من دب كبير ذو فم مليء بالعلكة |
| Ayrıca her zaman yatağının soğuk olmasından şikayet ederdin. | Open Subtitles | إضافة إلى أنك تشتكي دائما أن سريرك بارد جدا |
| Ayrıca her zaman yatağının soğuk olmasından şikayet ederdin. | Open Subtitles | إضافة إلى أنك تشتكي دائما أن سريرك بارد جدا |
| Kimsenin başına gelmesini istemezdim. Karım, 39 yıldır asla şikayet etmedi. | Open Subtitles | و رغم ذلك، خلا 39 عاماً لم تشتكي زوجتي أبداً |
| Karım, 39 yıldır asla şikayet etmedi. | Open Subtitles | و رغم ذلك، خلا 39 عاماً لم تشتكي زوجتي أبداً |
| 20 dakika o tübün içindeydi ve bir kere bile şikayet etmedi. | Open Subtitles | ظلّت 20 دقيقة داخل ذلك الأنبوب ولم تشتكي مرة واحدة حتى |
| Ya sonra Faye şikayet ettiğinde ne yapacağım? | Open Subtitles | وبعد ذلك ماذا علي أن أفعل عندما تشتكي فاي؟ |
| Siz de karınıza bunu şikayet ediyorsunuzdur. | Open Subtitles | مثلما أفترض أنّنا تشتكي من هاته الفتاة إلى زوجتك. |
| Göğsünde baskı olduğundan şikâyet ediyormuş ama kimse ciddiye almamış. | Open Subtitles | , كانت تشتكي من الضغط على صدرها لكن لم يأخذ أحد ذلك على محمل الجد |
| Hasta 33 haftalık hamile ve şiddetli sırt ağrısından şikayetçi. | Open Subtitles | مريضة حامل بـ 33 أسبوعاً تشتكي ألم حاد في الظهر |
| Sıcaklık asmaların arasındaki toprağı taşa dönüştürmüştü. Grace'in şikayeti yoktu. Kendini işine vermişti. | Open Subtitles | الحرارة حولت التربة ما بين أشجار عنب الثعلب الى أحجار،و لكن غرايس لم تشتكي. |
| Eski karım hiç konuşmadığımdan yakınırdı. | Open Subtitles | لقد كانت زوجتي السابقة تشتكي من قلّة حديثي |
| Benim hanım her dem yalnız kalmayı hiç sevmediğinden yakınıyor. | Open Subtitles | تسعة في عائلتي زوجتي دائما تشتكي لا تحب أن تبقى وحيدة |
| Bu... bu doğru mu, Maria, gövelerden mi yakınıyordun? | Open Subtitles | أهذا صحيح ماريا" هل كنتِ تشتكي بشأن " ميوث " ؟ |
| Kızını görme şansının olmadığından şikayetçisin ama ona bakman gereken her hafta sonu gecikiyorsun Francis. | Open Subtitles | أنت تشتكي من عدم رؤيتك لابنتك، لكنك تتأخر بجميع عطل الأسبوع التي تمتلك بها الحضانة |