| Sadece bize göz kulak olman gerekiyormuş gibi... hissetmeni istemiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريدك ان تشعري ان عليك ان تنتبهي لنا |
| Söz ver bana, güzel şeyler yaşamaya çalışırken kendini kötü hissetmeyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | عديني انكِ لن تشعري بالسوء في المحاولة في عيش أيام جيده . حسنا |
| Kendini kötü hissetme Gloria. Bana karşı hep dürüsttün... | Open Subtitles | لا تشعري بسوء غلوريا أنتِ كنتِ صريحة معي |
| - Spike, Iütfen kes şunu. - Hâlâ hissediyorsun. | Open Subtitles | سبايك , أرجوك توقف اسمحي لنفسك بأن تشعري بذلك |
| İçinde başka birinin olduğunu hissetmek nasıl bir şeydir bunu bilemezsin | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تعرفي ماذا يشبه أن تشعري بشخص آخر داخلك؟ |
| Kendini böyle güçlü hissetmen harika. Pekçok insan böyle güçlü hissetmez. | Open Subtitles | كم هو رائع أن تشعري بالقوّة، الكثير من الناس يفتقدُ ذلك. |
| Her gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor. İşerken yanma filan hissediyor musun? | Open Subtitles | بكل يوم يعلنون عن أمراض جديدة أتريدن أن تشعري بالألم أثناء التبّول |
| Evet. Hayatında bir şeyler eksikmiş gibi hissetmeni istemiyorum, o kadar. | Open Subtitles | نعم ، انا فقط أردتك ان لا تشعري بنقص أي شيء |
| - Terk edilmiş hissetmeni istemedik. - Terk edilmiş hissetmemi mi? | Open Subtitles | ـ لم نردك أن تشعري بأننى نتخلى عنك ـ تتخلون عني؟ |
| Burada güvenden hissetmeni ve belki de gülümsemek için sebep bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تشعري بالأمان هنا و أن تجدي سبباً يُمكنكِ من الإبتسام |
| Bir sonraki şeyi hissetmeyeceksin ve bu, benim sana hediyem. | Open Subtitles | لن تشعري بما سيحصل لاحقاً و هذهِ هي هديتي لكِ |
| Tamam, prenses, daha önce de söylediğim gibi, hiçbir şey hissetmeyeceksin bile. | Open Subtitles | حسناً كما أخبرتك من قبل لن تشعري بأي شئ. |
| Kaçınılmaz olan bir şey için kendini suçlu hissetme. | Open Subtitles | عزيزتي، لا تشعري بالذنب من أجل أمرٍ لا يمكن تفاديه. |
| Sana karşı katı olduğumu biliyorum ama yönlendirilmiş hissetme. | Open Subtitles | اوه نعم لقد كنت قاسيا عليكِ لكن لا تشعري انه قد تم ابعادك |
| Kendini suçlu hissediyorsun çünkü öldüğünde yanında değildin. | Open Subtitles | أنتِ تشعري بالذنب بسبب أنك لم تكنِ هناك عندما توفيت. |
| - Rachel onu yanında hissetmek istiyorsun. - Sıradan falan değil. | Open Subtitles | إن أردت أن تشعري به إلى جانبك فهو ليس أمراً سخيفاً |
| - Dinle. İlk başta yabancı gibi hissetmen tamamen doğal. | Open Subtitles | إنه من الطبيعي أن تشعري بأنكِ غريبة عنها في البداية |
| Kalbim hala çılgınca çarpıyor hissediyor musun? | Open Subtitles | قلبي لا يزال يخفق مثل المجنون يجب أن تشعري بهذا |
| Yattığın birine karşı bir şeyler hissetmedin mi hiç? | Open Subtitles | وانتِ لم تشعري بأي مشاعر قط تجاه احد نمتي معه |
| Yapma ama. Kendini iyi hissetmelisin. | Open Subtitles | انظري بربك يجب عليك أن تشعري بتحسن حول نفسك |
| Neyin var, kendini iyi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | اوه, بالتأكيد تحتاجيهم ما الامر؟ هل لا تشعري بخير؟ |
| Şimdi bir dahaki sefere beni bir partiye çağırmadığında kendini suçlu hissetmezsin. | Open Subtitles | الآن لن تشعري بالذنب في المرة القادمة التي تستبعديني فيها من حفلة |
| Neden Michael'ın ailesine gerçekte ne hissettiğini anlatmıyorsun. | Open Subtitles | لماذا أنتي خائفة من أن تخبري والدا مايكل بما تشعري به |
| Bana azıcık da olsa bir kıpırtı, sırtında bir ürpeti hissetmediğini söyleme. | Open Subtitles | قولي لي انك لم تشعري ببعض الاثارة و الرعشة تنتاب جسدك حسنا؟ |
| Bir şey hissetmeyeceksiniz. Kusursuz derece güvenli ve acısızdır. | Open Subtitles | لن تشعري بأي شيء , أنها أمنه تماماً وغير مؤلمه |
| Şundan biraz iç, kendini çok daha iyi hissedeceksin. | Open Subtitles | إشربي قليلا من هذا وسوف تشعري بتحسن كبير |