| Will, neler hissettiğini anlıyorum, ...ama bu olayda bu kararı vermeye çok yakınsın. | Open Subtitles | ويل,أفهم ما تشعر به لكنك قريب جدا من هذه القضية لتتخذ ذلك القرار |
| Ve harcama yaparken ne hissettiğini gözetle. | TED | وأثِر فضولك حول ما تشعر به عندما تُنفق. |
| Biliyorsun, hissettiğin şey çoğu insanın da dediği gibi "bir his". | Open Subtitles | تعرف, الشعور الذي تشعر به, هو ما يسميه الكثير منا شعوراً |
| - Dinle, Şerif. Kızkardeşin için hissettiğin endişe için üzgünüm. | Open Subtitles | عذراً عن القلق الذي لابد انك تشعر به على أختك |
| Diğer yaratıklardan farklı hissediyorsun çünkü sen bir vampirsin. | Open Subtitles | تشعر به أكثر من أي مخلوق أخر لأنك مصاص دماء |
| - Siz benden fazla Hissediyor olmalısınız. İşinizi ihmal ettiniz. | Open Subtitles | ينبغي أن تشعر به أكثر مني فأنت تجاهلت عملك فترة بعد الظهر |
| Sanırım ne hissettiğini anladım, ve isteklerine saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني قد فهمت ما تشعر به و إنني أحترم رغباتك |
| Ne hissettiğini anlıyorum ama her zaman beklenmedik şeyler çıkabilir. | Open Subtitles | أنا اعرف ما تشعر به ولكن هناك دائماً ما هو غير متوقع |
| Bundan sen sorumluysan, ne hissettiğini anlıyorum. | Open Subtitles | إن كنت مسئول عن ذلك فأنا أعرف ما تشعر به |
| Nasıl hissettiğini iyi biliyorum, ama üzülmemelisin. | Open Subtitles | أعرف بالضبط ما تشعر به لكنك لا يجب أن تقلق |
| Bence, artık nasıl hissettiğin konusunda kendine karşı daha dürüst davranmalısın. | Open Subtitles | أنت في حاجة للبدء بأن تكون أكثر صدقاً بما تشعر به |
| Oğlun öldü ve hissettiğin acı hiçbir zaman son bulmayacak. | Open Subtitles | ابنك اختفى. و الألم الذي تشعر به لن يذهب أبداً. |
| Ve annene gidip ağlamadan önce, hissettiğin şey benim cep telefonumdu. | Open Subtitles | وقبل أن تذهب وتبكي لأمك هذا هاتفي المحمول التي تشعر به |
| Diğer yaratıklardan farklı hissediyorsun çünkü sen bir vampirsin. | Open Subtitles | تشعر به أكثر من أي مخلوق أخر لأنك مصاص دماء |
| Şef, böyle bir şey olduğunda bir insanın hissettiğini hissediyorsun şu anda. | Open Subtitles | أيهاالرئيس, ما تشعر به يعتبر طبيعي لما يشعر به البشر عند حدوث هذا |
| Hissediyor musunuz? Hissediyor musunuz? Hissediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تشعر به , هل تشعر به هل تشعر به , هل تشعر به , هل تشعر به |
| Bay Miller, izleyin ve lütfen neler hissettiğinizi bana anlatın. | Open Subtitles | من فضلك شاهد هذا وأخبرني ما كنتَ تشعر به. |
| hissettiklerin ancak kendini ona... bırakmakla tatmin olur. | Open Subtitles | ما تشعر به فقط يكون مقنعاً أن ترمي نفسك هنا |
| Böylesi doğru. Şimdi böyle hissetmiyor olabilirsin, ama öyle. | Open Subtitles | هذا صحيح , قد لا تشعر به الأن لكن الأمر صحيح |
| Senin alıcın olmak için sabırsızlanıyorum. Ve senin hissettiklerini hissetmek için. | Open Subtitles | أتوق لإستلام كل ما لديك و أتوق لأشعر بما تشعر به |
| Peki, eğer o kız hakkında gerçekten böyle hissediyorsan hislerin doğru olmalı. | Open Subtitles | حسناً , ان كان هذا حقا ما تشعر به اتجاهها فيجدر بك أن لا تستسلم |
| Sen de mi böyle Hissettin? | Open Subtitles | هل هذا ما تشعر به أيضا ؟ |
| Ve eğer dikkatini verirsen, hissetmeye başlayabilirsin. | Open Subtitles | وإذا كنت الاهتمام، يمكنك البدء أن تشعر به. |
| Orda birşeyler ters gidiyor, hissedebiliyorum. | Open Subtitles | هناك شيء خاطئ هناك. أنا يمكن أن تشعر به. |