| Demokrasi ve toplum için de bir tehdit. | TED | بل تشكل تهديداً على المجتمع والديمقراطية. |
| Bir hayatta kalan, bir problem gördüğünde, bir tehdit hâline gelmeden bu problemle ilgilenir. | TED | الشخص الناجي يرى المشكلة ويتعامل معها قبل أن تشكل تهديداً. |
| Geriye bıraktığmız bu kadar az vincin nasıl olupta bir tehdit oluşturabileceğin açıkçası anlamakta güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أرى أن بعض الرافعات .. التي تركناها أن تشكل تهديداً |
| Daha büyük hedeflerimiz var ve projemizi mayınların bir tehlike olduğu her yere yaymak istiyoruz. | TED | نريد له النجاح والانتشار، ونريد توسيع المشروع في كل مكان حيث لا تزال الألغام الارضية تشكل تهديداً. |
| Yaptığın yorumların tehdit oluşturuyor olması arama yapmamız için yeterli. | Open Subtitles | التعليقات التي كتبتها تشكل تهديداً كافياً لتبرير البحث |
| Hollywood'da devam eden komünist tehdidini bildiğine inandığımız kişilere karşı. | Open Subtitles | أن الشيوعية الجارية تشكل تهديداً في "هوليوود". |
| Atalarımı yeniden doğmuş olarak görmek isteyebilirim, ama bu anormaller insanlara karşı küresel bir tehdit olursa olmaz. | Open Subtitles | أتمنى أن أرى أسلافي يولدون من جديد لكن لا يمكن لذلك أن يحصل إن أصبحت الطفرات تشكل تهديداً لحياة البشر |
| Bu kadın, ne benim için ne de barış süreci için bir tehdit. | Open Subtitles | هذه المرأة لا تشكل تهديداً لي أو لعملية السلام |
| Bu kadın, ne benim için ne de barış süreci için bir tehdit. | Open Subtitles | هذه المرأه لا تشكل تهديداً لي أو لعملية السلام |
| Yolumuzu değiştiremeyiz, o çocuk hala ciddi bir tehdit. | Open Subtitles | ، لا يمكننا تغيير مسارنا الطفلة ما زالت تشكل تهديداً خطيراً |
| Yükselen karbon salınımı Danimarka'ya küresel bir tehdit teşkil ediyor. | Open Subtitles | هو أرتفاع انبعاثات ثنائي أوكيد الكاربون تشكل تهديداً عالمياً وليس فقط للدنمارك |
| Ine aposkarar;s bu ülkeye bir tehdit, Ve her şeyden ben, son zamanlarda öğrendim | Open Subtitles | أنا من أقرر مالذي يشكل تهديداً لهذا الوطن ،ومما تعلمته مؤخراً فأنت تشكل تهديداً عفوأ، ماذا تقصدين؟ |
| Windscale'deki nükleer reaktör ve alakalı nükleer atıkların İngiliz nesli için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أن المحطة الذرية والنفايات الناتجة من ويندسكيل ... تشكل تهديداً |
| Ciddi bir tehdit teşkil etmiyorsunuz. | Open Subtitles | نعم, انت لا تشكل تهديداً حقيقياً |
| Şu anda kendisi önemli bir tehdit, efendim. | Open Subtitles | إنها تشكل تهديداً حقيقياً الآن سيدي، |
| Babasından başka kimseye bir tehdit teşkil etmiyordu. | Open Subtitles | لم تشكل تهديداً على احد بخلاف والدها |
| Nostradamus'un kehaneti bir tehdit değil. | Open Subtitles | رؤية نوستراداموس لم تعد تشكل تهديداً. |
| Burda yapmaya çalıştığım şey ülke güvenliği için tehlike teşkil etmediğinizi göstermek. | Open Subtitles | ما أريد عمله هنا هو أن أتثبت من أنك لا تشكل تهديداً على أمن هذا البلد |
| Tüm insanlığın da kendi varlığı için bir tehlike olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | وقرر أن وجود البشرية جمعاء تشكل تهديداً له |
| Araştırma için. O çipler tehdit oluşturuyor. | Open Subtitles | هذه الرقاقات إنها تشكل تهديداً |
| Hollywood'da devam eden komünist tehdidini bildiğine inandığımız kişilere karşı. | Open Subtitles | لقد صدرت مذكرة إستدعاء الـ 19 بحق هؤلاء الذين يظنون معرفة أن الشيوعية الجارية تشكل تهديداً في "هوليوود". |