| Tam'lerin artık bir tehdit olmadıklarını, yeterince zarar verildiğini anlattım. | Open Subtitles | أخبرتهم أنها لم تعد تشكل خطراً لقد تضررت |
| Bunu buradan yollamalısınız çünkü artık güvenliğimize bir tehdit! | Open Subtitles | لا بد أن تخرجها من هنا لأنها تشكل خطراً على سلامتنا. |
| Başka insanlar için risk teşkil ettiğini düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أظن أنها تشكل خطراً على الآخرين |
| Başka insanlar için risk teşkil ettiğini düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أظن أنها تشكل خطراً على الآخرين |
| Uyuşturucu kartelleri, kesin ve mevcut bir tehlike oluşturmaktadır Amerika Birleşik Devletleri'nin milli güvenliği açısından. | Open Subtitles | كارتيلات الممنوعات هذه تشكل خطراً واضحاً على أمن الولايات المتحدة |
| Bir ulus nasıl bu kadar çaresiz olabilir? Kendi bütünlüğünü tehlikeye sokacak kadar? | Open Subtitles | امة يائسة لهذا الحد تشكل خطراً على نفسها |
| Komutanlarımız bize Starzl Mutasyonundan bahsettiler, bunun bir tehdit olabileceğini anlattılar. | Open Subtitles | أخبرونا أنها يمكن أن تشكل خطراً |
| Hücreye kapatılırsın ve test sonuçların, takım için bir tehdit oluşturduğunu gösterirse gereken şeyler yapılacaktır. | Open Subtitles | ... سيتم إيداعك في زنزانة وستخضع للفحوص ، ولو أثبتت ... نتائجها أنك تشكل خطراً على الفريق فسيتم اتخاذ الخطوات اللازمة |
| Toplum için bir tehdit haline geldin. | Open Subtitles | لقد أصبحت تشكل خطراً على المجتمع |
| ABD ve Avrupa devletlerinden okullar ve klinikler inşa etmek için muazzam miktarda para almaya başlayan yardım kuruluşları bile Afganistan'ın küresel güvenliğe karşı varoluşsal bir tehdit teşkil ettiği fikrine itiraz etme konusunda oldukça isteksiz olurlar. | TED | حتى منظمات الإغاثة تبدأ باستلام كميات هائلة من الاموال من الحكومة الامريكية والحكومات الاوروبية من اجل بناء المدارس والعيادات والتي بصورة ما " تنفر " فكرة ان أفغانستان تشكل خطراً حتمياً على الامن العالمي |
| Asıl soru şu: Onu nasıl içeri tıkarız? Eğer mahkemede onun, herhangi biri için doğrudan tehlike arzettiğini söylersen... | Open Subtitles | السؤال هو كيف نبعدها الآن إذا أخبرت المحكمة أنها تشكل خطراً مباشراً |
| Çocuk türümüz için tehlike değil, elimde kanıt var. | Open Subtitles | أمتلك الدليل أن الطفلة لن تشكل خطراً على جنسنا |
| Kendine ve belki de bize tehlike arz ediyor. | Open Subtitles | إنها تشكل خطراً على نفسها وربما خطراً علينا أيضاً |
| Birleşik Devletleri potansiyel tehlikeye atacak bilgileri olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد ان لديه معرفة ربما تشكل خطراً محتملاً على امن الولايات المتحدة |
| Birleşik Devletleri potansiyel tehlikeye atacak bilgileri olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد ان لديه معرفة من المحتمل تشكل خطراً على الولايات المتحدة |
| Zaman zaman küçük bir gevşeme hayatınızı tehlikeye sokar ! | Open Subtitles | مصابيح صغيرة فى بعض الاوقات تشكل خطراً على حياتك |