| Sizi mülke zarar vermekten yakalarsak başka bir sanat gösterisi yapamayacaksınız, tamam mı ahbap? | Open Subtitles | لو أمسكنا بك تشوه ممتلكات لن تقوم بعرض آخر حسناً ظ |
| Vaktinde her neydiyse... artık korkunç derecede zarar görmüştü... ve herkes tarafından görülüyordu. | Open Subtitles | مهما يكن ما كان عليه سابقا، فقد تشوه تماما الآن، ورآه الجميع. |
| Cinsel organların eksikliği dışında dışsal bir deformasyon var. | Open Subtitles | هناك تشوه خارجي أعني، إلى جانب عدم وجود الأعضاء الجنسية |
| Bize izafiyet teorisi hakkında bildiklerimizi ve kompakt bir kitle enerji girdabının uzayda nasıl bir deformasyon oluşturacağını sonuçlarıyla birlikte açıklayın. | Open Subtitles | بناءً على نعرفه عن النظرية النسبية وكيف أنها تتنبأ بأن الكتلة المتراصة قد تشوه الفضاء في دوامة من الطاقة |
| Yüzündeki şekil bozukluğu, onu etkilemedi, çünkü bir aile desteğine sahipti, başarılı, doyurucu bir mesleği vardı. | TED | تشوه وجهه لم يأثر به لأنه لديه عائلة تسانده، وهو ناجح ، لديه عمل مرضي. |
| Annesi doğuştan böbreklerinde bozukluk olduğunu söyledi, iki gündür altına yapmıyormuş. | Open Subtitles | الأم تقول أن لديها تشوه خلقي في كليتيها لم تتبول من يومين |
| Her halükarda, serebral AVM olabilir. | Open Subtitles | في التفريق التشخيصي على الحالتين قد تكون تشوه شرياني وريدي |
| - Adımı lekelemen için, öyle mi? | Open Subtitles | -حتى تشوه اسمي , صحيح ؟ |
| Birleşmiş Milletler hükümeti gerçekleri çarpıtıyor ve hayatları yok ediyor. | Open Subtitles | الحكومة الأمريكية تشوه الحقيقة وتدمر حياة الناس |
| - Beyninde arteriovenöz malformasyon varmış. | Open Subtitles | لقد كان عندها تشوه شرياني وريدي في دماغها |
| - Sydney Thompson, Lena Lunder'ın itibarı ve ve şirketine zarar vereceğini bildiği için onu halka açık olarak karalamayı seçti. | Open Subtitles | أن تشوه سمعة رئيسها علناً و مع أنها تعلم أن هذا سيدمر سمعة كلا من "لينا لاوندرس" و شركتها |
| - Hangi kaçık kek otomatına zarar vermek ister ki? | Open Subtitles | -أي نوع من غريبي الأطوار تشوه آلة كب كيك؟ |
| O bir kütüphane kitabı. Kamu malına zarar veriyorsun. | Open Subtitles | هذا كتاب مكتبة، أنت تشوه ممتلكات عامة |
| Fırtınanın şiddetinden, ceset zarar görmüş. | Open Subtitles | لأن عنف العاصفة، أدى إلى تشوه الجثة. |
| Evi gözlerinin önünde yakılmış ellerinde deformasyon olmasaydı çocuk asker olarak kullanılacak olan bir çocuk! | Open Subtitles | والذي رأى بيته يحترق تمامًا والذي كان بالإمكان أخذه إلى تجنيد الأطفال لولا تشوه يديه |
| Bacakların alt kısmında deformasyon ve geniş çaplı hematoma var. - Ayaktan nabız alamıyorum. | Open Subtitles | تشوه في الأطراف التحتية مع جلطة دموية ضخمة، لا أستطيع إيجاد نبض دوني |
| Bir kalp yapısal bozukluğu, bir beyin tümörü bir idiopatik kangren vakası -- | Open Subtitles | تشوه في القلب, وورم دماغيّ .. وحالةغنغرينامجهولةالسبب. |
| Ta ki düne kadar tamamen dengeli genç bir kadındı ve hiç beden algı bozukluğu belirtisi yoktu. | Open Subtitles | وحتىيومأمس ، هي كَانتْ محترمةَ، شابّة مستقرّة مع عدم وجود دليل على اضطراب تشوه الجسم. |
| Yüzündeki bozukluğu makyajla kapatması gerekli olan biri. | Open Subtitles | شخص ذو تشوه وجهي حيث يحتاج تغطيته بالماكياج |
| Çocukta tanımlanamayan genetik bir bozukluk vardı. | Open Subtitles | الطفل كان لديه تشوه جيني غير معروف |
| AVM ameliyatını, felç riskine engel olmak için hasta, beyin ısısının düşürüldüğü hipotermik arrestteyken yapacak. | Open Subtitles | سيقوم بعمل إصلاح تشوه شرياني وريدي تحت التجميد الحراري حيث سيقوم بإنزال حرارة الدماغ |
| - Adımı lekelemen için, öyle mi? | Open Subtitles | -حتى تشوه اسمي , صحيح ؟ |
| İmplantlar kişisel tarihi çarpıtıyor. | Open Subtitles | هذه الشرائح تشوه الحياة الشخصية |
| Üç ay önce yedi yaşında bir çocuk arteriyovenöz malformasyon denen bir şeyi onarırken öldü üstelik bir gece öncesinde içki içmiştim. | Open Subtitles | منذُ ثلاثة أشهر، توفي طفل بالسابعة من عمره... بينما كنت أعالج ما يسمّى "تشوه شرياني وريدي". وكنتُ أشرب بالليلة التي سبقتها. |