| Gitano... bir gün uyandığında kendini soyu tükenmiş olarak bulabilirsin. | Open Subtitles | جيتانو قد تصحو فى يوم من الايام وتجد نفسك منقرضآ |
| Sadece beslenmek ve çiftleşmek için dolunaylarda kış uykusundan uyanır. | Open Subtitles | إنها تصحو فى الأيام التى بها القمر مكتمل للتغذيه والتزاوج |
| Bir şey olmak istiyorsan, başarı bekliyorsan... bir an önce uyan etrafına bak. | Open Subtitles | هيا ، أسمعوني هذا مجدداً إذا أردتم النجاح عليك أن تصحو وتصغي |
| Sen gündüzleri uyanık oluyor musun ki? | Open Subtitles | و متى تصحو أبدا في ساعات النّهار؟ |
| İnsanın Noel sabahı uyanmak isteyeceği gibi bir ev. | Open Subtitles | ... إنه نوع المنزل الذى تود أن تصحو به فى صباح الكريسماس |
| Ama bir gün uyanırsın, salonda karıyı güzelim Jordan'ların içine işerken yakalarsın. | Open Subtitles | و لكن اليك الحقيقة عندم تصحو في الصباح, و تذهب الى غرفة المعيشة |
| 6 yaşındayken bir sabah, büyük annem uyanmadı, ne o sabah ne de sonrasında. | Open Subtitles | في صباح يوم ما عندما كنت في السادسة من عمري لم تصحو جدتي من النوم لا في حينها ولا بعد ذلك أبداً |
| O zaman kale sana emanet ? Uyandığı zaman kızı sorgularsın. | Open Subtitles | عليك أن تتولي الأمر وتستجوبينها عندما تصحو |
| c:#0000FFDayton'ın bu sakin kasabası, adını... c:#0000FF...dünya çapındaki manşetleri süslerken bulmaya uyanıyor. | Open Subtitles | "تصحو بلدة "دايتون" لتجد إسمها بأبرز عناوين الصحف العالميّة". |
| Akşam yedi civarında üç tane al uyumadan önce üç tane ve üç tane de sabah uyandığında. | Open Subtitles | خذ ثلاثة عند السابعة في المساء ثلاثة قبل النوم وثلاثة عندما تصحو في الصباح |
| Senin uyandığında huysuz olduğun olmadı mı hiç? | Open Subtitles | هذا ليس عدلا كأنك لم تصحو من النوم مكدرا من قبل |
| Şimdi gözlerini kapat ve uyandığında bir kadın olacaksın. | Open Subtitles | والان أغمض عيناك وعندما تصحو ستصبح امرأة |
| Bu çiçeklerin açılmasıyla orman yaratıkları da uyanır. | Open Subtitles | بينما الزهور تتَفْتحُ، تصحو مخلوقات الغابةَ. |
| Evet şimdi öyle ama ya uyanır da tüm o soğuk esprileri üstümüzde denerse? | Open Subtitles | أجل، في الوقت الحالي لكن ماذا يحدث عندما تصحو وتبدأ بتجميدنا؟ |
| Bir şey olmak istiyorsan, başarı bekliyorsan... bir an önce uyan etrafına bak. | Open Subtitles | إذا أردت النجاح إذا أردت تحقيق إنجاز كبير عليك أن تصحو وتصغي |
| Seni uyanık tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول لإبقاء أنت تصحو. |
| uyanmak istiyorsan-- şunu kullan. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تصحو استخدم ذلك |
| Şayet başka bir zamanda, başka bir yerde, uyanmı olsan farklı bir insan olarak mı uyanırsın? | Open Subtitles | إذا صحوت في وقت مختلف في مكان مختلف ... أيمكنك أن تصحو شخص مختلف |
| Hala uyanmadı. | Open Subtitles | لم تصحو حتى الآن |
| Uyandığı zaman burada olmak istiyorum. | Open Subtitles | -أودّ أن أكون حاضرة حين تصحو |
| Dikkat et. uyanıyor. | Open Subtitles | انظري إنها تصحو |
| Gitano günün birinde uyanıp soyunu tükenmiş halde bulabilirsin. | Open Subtitles | جيتانو قد تصحو فى يوم من الايام وتجد نفسك منقرضآ |
| Sabahin 5.30'u oldugunda yine uyku sersemi kalkman gerektir ve her gun, her hafta, hayatin boyunca boyle yorgun olacagini bilirsin ama sen oturup, "Yunanistan'a ne oldu?" | Open Subtitles | عندما تغض الطرف وفي الخامسة صباحاً يكون الوقت كي تصحو ثانية, وتعلم أنك سوف تظل متعب طوال اليوم وطوالالأسبوعوطوالحياتكاللعينة. وأنت تظل تفكر, ماذا حدث بـ "اليونان" ؟ |
| Tek yapabileceğimiz uyanana kadar takip etmek. | Open Subtitles | كل ما بوسعنا فعله هو مراقبتها حتى تصحو إذهب.. |
| uyanıyorsunuz ve gerçekliğe geçiş yapıyorsunuz, o korkunç rahatsızlık hissi geliyor, o gerçek sıkıntı duygusu ve hemen aklınıza düşünceler doluyor. | TED | فأنا مررت بها. بعد أن تستيقظ وبينما تصحو تدريجياً، فتشعر بالفزع الشديد، أتعرفونه، هذا الشعور بالبؤس الحقيقي، وفوراً، يبدأ سباق الأفكار في ذهنك. |
| Ve bu da her sabah uyandığınızda ne tür bir insan olmak istediğinize karar vermeniz gerekiyor demektir. | TED | وهذا يعني أنه عندما تصحو كل يوم، عليك أن تقرر من هو الشخص الذي تريد أن تكونه |