| Peki onların benimle konuştuklarına inanmak neden bu kadar zor? | Open Subtitles | لماذا من الصعب إذاً تصديق أنهم يتحدثون إليّ؟ |
| Oyunculuğunu beğenmediklerine inanmak çok zor. | Open Subtitles | أجل، من الصعب بعض الشيء تصديق أنهم كرهوا أداءك. |
| İyi olduklarına inanmak zor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنهم الاشخاص الجيدون |
| - Çıktıklarına inanamıyorum. - Çıkmıyorlar. | Open Subtitles | . لا أستطيع تصديق أنهم يقابلوا بعضهم البعض . انهم لا يفعلون ذلك |
| İntihar anlaşmalarına beni dâhil etmediklerine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنهم لم يُشركونى معهم في هذا |
| Birbirleriyle hiç karşılaşmamış olmalarına inanmak zor geliyor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنهم لم يصطدما ببعضهم |
| Senin kalıbında birine saldırdıklarına inanmak zor olsa gerek. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنهم يهاجمون رجل بحجمك |
| Bunu yapacaklarına inanmak zor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنهم سيصنعونها |
| Hala görüştüklerine inanamıyorum, | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنهم لايزالون يخروج سويا |
| Varrick Endüstrileri Filosu'ndaki beşinci en iyi gemimi çaldıklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أنهم استولوا على خامس أفضل سفينة في أسطول فاريك الصناعي |
| Şimdi ise onların benim düğünümde olamayacaklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع تصديق أنهم لن يكونوا هناك في حفل الزفاف |
| Böyle bir saçmalık yaptıklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تصديق أنهم يفعلون هذا الهراء |
| Sana benim masamı verdiklerine inanamıyorum. | Open Subtitles | و لكن لا استطيع تصديق أنهم أعطوك مكتبي |