| Yine bir kere daha, onun hayalleri, içinde yaşadığımız dünyayı tarif ediyordu. | Open Subtitles | بث واضح ومره اخري رؤياه تصف بالضبط العالم الذي نعيش فيه الان |
| Yalnız geçen iki sene önce, kendini tarif ediyor olabilirdin. | Open Subtitles | حسناً ما عدا السنتين الماضيتان أنت يمكنك أن تصف نفسك |
| 40 bin yıllık insanoğlu dilinde bu ilişkiyi tarif edecek kelime olmaz mı? | Open Subtitles | لست أدري، 40 ألف سنة من تحاور الشعوب، وما من كلمة تصف علاقتنا. |
| Hayali düşünce ve yorumlayamamayı ciddi zihinsel problemler olarak mı tanımlarsınız? | Open Subtitles | كيف تصف التفكير السحري والغزو الخاطئ من خطورة الأمراض العقلية؟ |
| Kyle, Tragerlar'la geçirdiğin zamanı nasıl tanımlarsın? | Open Subtitles | ؟ اذا , كايل , كيف تصف الوقت مع عائلة تراغيس .. |
| Nasıl kaz kesilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyor ama bir türlü kendine gelemiyor. | Open Subtitles | وتحاول أن تصف كيف تذبح أوزة بالطريقة الصحيحة لكنها تواجه مشكلة وشيكة مع ذلك |
| Onları tarif ettiğin gibi ayrı bir şekilde açmadım ve açabileceğime emin değilim. | Open Subtitles | لم يسبق لي ان فعلت ذلك ولا يمكنني تأكيد ان افتحه كما تصف |
| Zor seçimlerde neler olup bittiğini tarif etmek için daha iyi, daha kötü veya eşit olmanın ötesinde yeni, dördüncü bir bağıntı ileri sürmemiz gerek. | TED | علينا أن ننتج علاقة رابعة جديدة أبعد من كونها أفضل أو أسوأ أو مساوية، تصف ما يحدث في الخيارات الصعبة. |
| Hızlıca, göreceğiniz şey, sahaya inmeden birkaç dakika önce Juliano Pinto dış iskeletli olarak topa vurdu ve bunu bütün kalabalığın önünde tekrar yaptı. Göreceğiniz ışıklar operasyonu tarif etmektedir. | TED | ما سترونه بسرعة هو جوليانو بينتو بالهيكل الخارجي وهو ينفذ ركلته قبل دقائق قليلة من النزول إلى أرض الملعب وتنفيذ الإنجاز الحقيقي أمام الجمهور كافة، والأضواء التي سترونها تصف العملية. |
| Örnek olaylar belirli iş durumlarını tarif eden bir kaç düzine sayfadan oluşuyordu. | TED | تتكوّن الحالات من بضع عشرات من الصفحات التي تصف أوضاعاً تجاريةً معينة. |
| Gördüğünüz şeyi bize tarif eder misiniz? | Open Subtitles | يا، نائب؟ النائب، يمكن أن تصف لي ماذا رأيت؟ |
| - Kendini tarif ediyordun. - Bu doğru, Bayan Lambert. | Open Subtitles | كنت تصف نفسك - "هذا صحيح يا سيده "لامبرت - |
| Onda görebildiğim ilk şey, onun bir çeşit parçacığı tarif ettiği idi, öyle ki; | Open Subtitles | أنها كانت تصف بعض أنواع من الجزيئات التى لها تركيب داخلى |
| Diğerlerine kıyasla babanızı nasıl tanımlarsınız? | Open Subtitles | كيف يمكن أن تصف والدك إلى أشخاص آخرين؟ |
| Seks hayatını en iyi hangi hava koşuluyla tanımlarsın? | Open Subtitles | ماهو افضل حالة طقس تصف حياتك الجنسية |
| Kahve diye verilen sıvıyı anlatmaya sözcükler yetmez! | Open Subtitles | لاتستطيع الكلمات ان تصف لك السائل الذى يقدمونه على انه قهوة |
| 2958'de Rachel Carson ötücü kuşların ağaç dallarından bir anda düştüğünü anlatan bir mektup aldı. | TED | في عام 1958، تَلقَّت راشيل كارسون رسالة تصف الطيور المُغرّدة وهي تلقى حتفها وتتهاوى من على أغصان الأشجار. |
| Bilirsin, insanlar kadınların ilişkilerini yüz yüze, erkeklerin arkadaşlıklarını ise daha çok yan yana diye tanımlar. | TED | أتعلمين، الناس تصف علاقات النساء كوجه لوجه، بينما علاقات الرجال مثل طرف لطرف. |
| Bu benim beğendiğim tablolardan biridir, bizim arabalarla olan ilişkimizi mükemmel bir şekilde anlatıyor. | TED | هذه إحدى لوحاتي المفضلة, إنها حقاً تصف علاقتنا بالسيارات. |
| Hissettiğim yıkımı tasvir edecek bir kelime dahi yok. | TED | لا توجد كلمات يمكنها أن تصف الانهيار الذي شعرت به. |
| Her biri farklı fizik kanunlarıyla farklı bir evreni bize tanımlıyor. | TED | كل واحدة منها قد تصف كونا مختلفا بالإستعانة بقوانين فيزياء مختلفة. |
| Wyant Wheeler firmasında işe başlama keyfiyetinizden bahseder misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تصف لي الظروف التي أدت إلى إنضمامك ، لويانت ويلر ؟ |
| İki nesne arasındaki yer çekimi kuvvetini açıklayan ilk denklemi 1687'de Isaac Newton yazmıştır. | TED | المعادلة الأصلية التي تصف قوة الجاذبية بين جسمين كتبها إسحاق نيوتن في عام 1687. |
| Neden son anda değişiklik yaptığını sorar mısın? Balerini geçen sefer kostüm sepetlerinde nasıl kaçakların yakalandığını anlatırken duymuş. | Open Subtitles | هل يمكن ان تسأله لماذا قام بالتغيير فى آخر لحظة ؟ يقول انه سمع الراقصة تصف كيف |
| Ben şu an New York'ta yaşıyorum. Daha bu hafta, metro istasyonunda cihadı barbarlık olarak tanımlayan posterler asılmıştı. | TED | أنا أعيش الآن في نيويورك ، فقط بدءاً من هذا الأسبوع البوسترات غطت محطة قطار الأنفاق في نيويورك تصف الجهاد بالتوحش |
| Genel izafiyet çok büyük şeylerin hareketini tanımlarken, kuantum fiziği çok küçük şeyleri açıklar. | TED | النسبية العامة التي تصف سلوك الأشياء الكبيرة جداً بينما فيزياء الكم تشرح الأشياء الصغيرة. |
| Baş komiser Stottlemeyer, 2 Ekimde yaşanan olayları jüriye anlatabilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تصف أحداث الثاني من أكتوبر لهيئة المحلفين ؟ |