| Bunlar fazla dayanamaz. Hala şansımız varken buradan gitmeliyiz. | Open Subtitles | هذه الوحوش الكرتونيه لن تصمد كثيرا لابد ان نهرب قبل فوات الاوان |
| Böyle küçük şeyleri sahaya taşırsan, 10 dakika bile dayanamazsın. | Open Subtitles | تحضر هذه الشياء الضعيفة إلى الملعب لن تصمد عشرة دقائق |
| Kaptan, lütfen. Gemi bu fırtına da daha fazla dayanmaz. | Open Subtitles | يا قبطان, أرجوك, السفينة لن تصمد كثيراً في هذه العاصفة |
| Tek yapması gereken saat 10'a kadar dayanmak! | Open Subtitles | كل ما عليها أن تفعله و هي أن تصمد حتى العاشرة! |
| Bekle. New York metrosundaki son beş dakikan değil. | Open Subtitles | تماسك.انت لن تصمد خمس دقائق فى مترو الانفاق فى نيويورك |
| Depresyon ilaçları va atlar yardım ediyor ama annem zar zor dayanıyor. | Open Subtitles | مضادات الإكتئاب والخيول تساعد لكن أمي بالكاد تصمد |
| Domuz kapakçıkları genellikle 10-15 yıl dayanır. | Open Subtitles | صمامات الخنزير غالباً ما تصمد لمدة 10 إلى 15 عاماً |
| General, filo takviyesi olmadan ada beş gün bile dayanamaz. | Open Subtitles | سيادة اللواء، هذه الجزيرة لن تصمد لخمسة أيام بدون دعم الأسطول |
| Gemi bu türden başka bir saldırıya daha dayanamaz. | Open Subtitles | هذه السفينة لن تصمد ضد أي هجوم اخر مثل هذا |
| İngiltere dışında hiçbiri ve onlar da fazla dayanamaz. | Open Subtitles | ما عدا إنجلترا وأنها لن تصمد طويلا جدا |
| Dövüşçüde değilsin! Gerçek bir dövüşte bir raund bile dayanamazsın. | Open Subtitles | وأنت لست مقاتلا أيضا أنت لن تصمد لجولة واحدة فى نزال حقيقى |
| Doktorluk yapsan bir gün dayanamazsın. | Open Subtitles | لن تصمد إسبوعاً واحداً في العياده الخاصه |
| Sana ne yaptığına bak. Burada bir saniye daha dayanamazsın. Tabi ben birşey yapmazsam. | Open Subtitles | أنظر ما فعل بك لن تصمد طويلاً في هذا المكان دون أن أفعل شيئاً |
| Bu hızla devam et, yoksa araba uzun süre dayanmaz. | Open Subtitles | قُدْ بهذه السرعةِ، والسيارة لن تصمد طويلاً |
| Saklama kapları olmadan bu yiyecekler bir gün bile dayanmaz. | Open Subtitles | بدون مواد حافظة هذه الأطعمة لن تصمد ليوم واحد |
| Tek yapması gereken saat 10'a kadar dayanmak! | Open Subtitles | كل ما عليها أن تفعله و هي أن تصمد حتى العاشرة! |
| Sen birazcık Bekle beni, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن تصمد. عليك أن تنتظرني، تفهم؟ |
| - Hala dayanıyor. - Bir ayağı çukurda. | Open Subtitles | إنها تصمد أمام الحادث - إنها تقوم بتدوير الفضلات - |
| Birkaç ay dayanır, fakat sadece geçici bir onarım. | Open Subtitles | بإمكانها ان تصمد لعدة اشهر لكنه مجرد تصليح مؤقت |
| Çok muazzam bir sırt kuvveti gerektirir kendini zor koşullarda ayakta tutmak. | TED | انك تحتاج قواعد قوية وصلبة لكي تصمد امام اعتى الظروف |
| Eskisinden iki ya da üç kat daha çok dayanıyorsun. | Open Subtitles | أصبحت تصمد 2 إلى 3 أضعاف السابق |
| Geçidin uzun süre dayanacağını zannetmiyorum fakat yeterli olacağını tahmin ediyoruz. | Open Subtitles | البوابة لن تصمد طويلا لكن ستصمد بما يكفي |
| Kapı dayanmayacak. Dikkat edin! | Open Subtitles | البوابة لن تصمد |
| Bu mağaranın yapısı fazla dayanamayacak. | Open Subtitles | بكلّ المنافذ الحرارة المائية في القِوام، فإنّ السلامة البنيويّة لهذا الكهف لن تصمد لفترة طويلة. |
| Gücünü kullan. Biraz daha dayanmalısın sadece. | Open Subtitles | إستخدم قواك، عليك أن تصمد لفترة أطول قليلا |