| Görüşünüz açık değil ve tüfekle yapılacak atış onu geçip başkasına isabet edebilir. | Open Subtitles | ليس لديك رؤية عليها و طلقة قناص قد تخطئها و تصيب شخص اخر |
| Sahne 193, ikinci atış Kennedy'yi gırtlağından vuruyor. | Open Subtitles | الكادر 193 , الطلقة الثانية تصيب كينيدي في الحلق من ناحية الأمام |
| Tahminimce sen bir voleybol topuna bile vuramazsın. | Open Subtitles | على الأغلب أنت لا تستطيع أن تصيب كرة الشاطئ. |
| Mancınıklara yerleştirecek kadar gerçek asker bulabilirsen belki hedefini 10 denemede 1 kez vurabilirsin ama tüm gerçek askerler, babanla birlikte savaşıyor. | Open Subtitles | لو أن لديك جنود حقيقيون لتسليح المنجنيق فربما تصيب هدفك مره من 10 مرات ولكن كل الجنود الحقيقون مع ابيك في ريفرلاندز |
| Böyle bir etki sinirsel örgüsünü bozabilir konuşma yitimine ve hafıza kayıplarına neden olabilir. | Open Subtitles | صدمة وقوع كهذه يمكنها أن تصيب الجهاز العصبيّ بخلل مسببتًا فقدان ذاكرة وفقد القدرة على الحديث |
| İşte yine şişmanlığımla alakalı espriler başladı. Biliyor musun, ateş ettiğinde hedefi vurabilmeni isterdim. | Open Subtitles | ها قد بدأنا بالنكات عن البدانة، ليتك تصيب الأهداف بنفس البراعة |
| Fakat virüslerin bakteriyi enfekte etmek için kullandığı tek yöntem bu değil. | TED | و لكن هذه ليست الطريقة الوحيدة التي تصيب بها الفيروسات البكتريا بالعدوى. |
| Bu, daha önce bu virüse hiç maruz kalmamış insanlara bulaşan bir enfeksiyondur. | TED | هذه هي العدوى التي تصيب البشر الذين لم يتعرضوا أبدًا لهذا الفيروس من ذي قبل. |
| Yani sahil bölgesindeki hedefleri bile 3 saatten daha kısa bir süre içinde vurabilir. | Open Subtitles | بما يعني أنها قد تصيب هدفها على اي ساحل في اقل من ثلاث ساعات. |
| Ne yapacaksın, aşçıyı mı vuracaksın? | Open Subtitles | من السهل ان تصيب كبير الطبَّاخين من هنا؟ |
| Kurşun parçacıkları büyük bir şans eseri her iki lob da aynı noktaya mı isabet etmiş? | Open Subtitles | لن يتصادف أن تصيب شظايا الرصاص نفس المنطقة بالفصين |
| Kapıyı kapatıp, klozete isabet ettirmeye çalıştığın, böylece işerken seni duymak zorunda kalmadığım zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر عندما كنت تغلق الباب وتحاول أن تصيب الخزف حتى لا أسمعك وأنت تقضي حاجتك؟ |
| Herhangi bir yere isabet ettirmek değil. Üzümü daha çok sıçratan kazanır. | Open Subtitles | ليس أن تصيب هدفاً سنرى كم ستنشر من الرذاذ |
| Bazen doğru insanları vuruyor. - Bu insanlık dışı. | Open Subtitles | في بعض الأحيان انها تصيب الأشخاص المناسبون |
| Çünkü, sen bir fili vuramazsın. | Open Subtitles | حسناً ، لأنه ليس بامكانك ان تصيب فيل إذا كان يعانقك |
| Eğer nişan alırken konsantre olursan kesinlikle 12'den vurabilirsin! | Open Subtitles | إذا ركزت عندما تصيب الهدف ستستطيع التصويب نحو نقطة المركز |
| Herkeste farklı zamanlarda etki gösteriyor, ahbap. | Open Subtitles | تصيب الجميـع في أوقـات مختلفة يـا زميـل |
| Bastonlu veya kuyruklu ve büyük yağlı fındıklı sincap taşıyan adama ateş etmediğin engel kursunu görmedikçe... | Open Subtitles | وحضور دروس: كيف تصيب الأشرار وليس المرأة ذات الكيس.. أو الرجل ذا الكلب أو السنجاب ذا الذيل أو السمين المغفل الأحمق.. |
| Kralları enfekte eden parazitler ophryocystis elektroscirrha diye adlandırılıyor, söylemesi zor. | TED | الطفيليات التي تصيب فراشات ملك الملكة تسمى إفريوسيستيس إلكتروسيرا ممتلئة الفم |
| MRSA genellikle hastane hastalarına bulaşan bir bakteridir. | Open Subtitles | ستافيلوكوكس هي بكتريا تصيب عادة مرضي المستشفيات |
| Eğer değilse, her an hedefini vurabilir. | Open Subtitles | لو لم تكن، فإنها يمكنها أن تصيب هدفها في أي وقت. |
| Ona vurma, ötekine vuracaksın. | Open Subtitles | ليس المفروض أن تصيبها يجب أن تصيب الأشرار |
| Savaşmaktan yorulmuş orduyu, dönerken vurmak. | Open Subtitles | تصيب الجيش عندما يكونون مرهقين وعائدين من المعركة |
| Tam kale koşusunu hangi değişkenler etkiler? | Open Subtitles | ما هي المتغيرات التى تضاف لنقطه الإنطلاق، على افتراض أن الضربه قد تصيب مره؟ |
| Bu sefer lanet bebeği vurmamaya çalış. | Open Subtitles | وهذه المرة، حاول أن لا تصيب الطفل. |
| Zihnine bulaşıyor ve seni yavaş yavaş deli ediyor seni en karanlık anılarında hapsediyor. | Open Subtitles | , التي تصيب عقلك وتقودك ببطئ للجنون يسجنك في ذكرياتك المظلمة |