| Kesinlikle menüne eklemelisin. | Open Subtitles | يجب أن تضيفي هذا بالتأكيد إلى قائمة طبخكَ. |
| Ve şunu da eklemelisin ki bildiğin herşeyden bir milyon mil uzakta bir kültür. | Open Subtitles | وعليكي أن تضيفي إلى ذلك ثقافة تبعُد مليون ميل عمّا تعرفينُه. |
| Lütfen bunlara bir de geleceği olmayan ezik bir çocuğu ekleme. | Open Subtitles | من فضلك لا تضيفي للقائمة زواجك من فتى فاشل لا مستقبل لديه |
| - Ben sana söylemedikçe ekleme, değiştirme ya da fazladan sıçrama yapmayacaksın. | Open Subtitles | - لا تضيفي ... أو تغيّري أو تضعي قفزة مالم أخبرك بذلك... |
| Çılgın gece vakti ritüeline eklemek zorunda kalmayacağın bir şeyin garantisini verebilirim, o da, benimle yatağa girmek. | Open Subtitles | يمكنني أن أضمن لك أنكِ لن تضيفي شيئا واحدا إلى قائمتك الغبية لتلك الطقوس الليلية أن استلقي معكِ على الفراش |
| Marifetler listene bir de katili eklemek zorundaydın yani. | Open Subtitles | تحتّم أن تضيفي القتل إلى قائمة إنجازاتك. |
| Diyeceğim şu ki, seçildiğimde bunu da başaramadığın işleri içeren o uzun listeye ekleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنني أن أقول بمجرد أن أنتخب يمكنكِ أن تضيفي هذا العمل إلى قائمة الأعمال الطويلة التي لا يمكنك التعامل معها |
| - Onuncuyu da o listeye ekleyebilirsin. | Open Subtitles | -يمكنكِ أن تضيفي العاشرة لهذه القائمة . |
| Bence biraz espri eklemelisin. | Open Subtitles | يجدر بكِ أن تضيفي لها نكت |
| - Biraz tehlike eklemelisin. - Tamam. | Open Subtitles | عليك ان تضيفي خطرا بسيطا حسنا - |
| "Mel, eklemelisin..." dedin. | Open Subtitles | لقد قلت: "ميل)، عليكِ أن تضيفي)..." |
| Yalana ekleme bile yapıyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ حتى تضيفي أشياء على الكذبة |
| Dilediğin gibi ekleme yapabilirsin. | Open Subtitles | لكِ الحرية ان تضيفي اليها |
| Şarkı ekleme. | Open Subtitles | لا تضيفي أغنية |
| Bitirmek üzereydik, tabi sen bir şey eklemek istemiyorsan. | Open Subtitles | لقد كدنا ان ننهي ولكن لو أنّك تريدين ان تضيفي شيئا . |
| Bunu da karışıma eklemek istemezsin. | Open Subtitles | لا تريدين ان تضيفي هذا لذلك الخليط |
| eklemek zorundasın... | Open Subtitles | عليكِ أن تضيفي... |