| - Sormadım. Önemli değil. Zamanını almak istemediğimden başkalarına gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى الرفاق الآخريين لأنني لم أرغب في تضييع وقتك |
| - Zamanını almak istemedim. | Open Subtitles | لا اريد تضييع وقتك أنا لم اطلب |
| Vaktini harcadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف على تضييع وقتك |
| Vaktini harcadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف على تضييع وقتك. |
| Zamanınızı almak istemiyorum, ev için ne kadar istiyorsunuz? | Open Subtitles | لا أريد تضييع وقتك, لكن كم تطلب أجراً مقابل ذلك؟ |
| Anladım, efendim. Zamanınızı aldığım için üzgünüm. Özür dilerim. | Open Subtitles | انا متأسف ياسيدي علي تضييع وقتك |
| Zamanınızı harcamak istemedik. | Open Subtitles | نحن فقط لا نريد تضييع وقتك |
| Thomas paket siparişi veriyor. Hem de Zamanınızı almayayım. | Open Subtitles | (توماس) يجلب لنا طلبيّة طعام ولا أريد تضييع وقتك فأنا أعرف أنّك منشغلة |