| Vay canına, bunları neyle besliyorsun? | Open Subtitles | اوه، يا الهي ما الذي تطعمه لهذين الاثنين؟ |
| Vay canına, bunları neyle besliyorsun? | Open Subtitles | اوه، يا الهي ما الذي تطعمه لهذين الاثنين؟ |
| Ne kadar ağlasa, ne kadar yalvarsa da asla, asla geceyarısından sonra beslemeyin. | Open Subtitles | لا تهتم مهما بكى، لا تهتم مهما توسل أبدا.. أبد لا تطعمه بعد منتصف الليل هل فهمت؟ |
| Bir restauranta gidiyoruz ve annem onu besliyor fakat adamın beslenmeye ihtiyacı vardı, gerçekten. | Open Subtitles | نحن مثل في مطعم، وهي مثل تطعمه لكن يبدو انه يحتاج ذلك ...انه فقط مثل |
| Arada bir onu beslemen lazım. Bilirsin sen de. | Open Subtitles | يجب عليك أن تطعمه من وقت لأخر أنت تعلم |
| Çünkü onu hiç beslemedin, dolaşmaya çıkarmadın, çişe çıkarmadın. | Open Subtitles | لأنّك لم تطعمه قط، أو تمشيه، أو تدعه يخرج للتبول |
| Lanet olsun! Tom bu şeyleri neyle beslediniz? | Open Subtitles | تباً يا (توم)، ما الذي تطعمه لهذين الشيئين؟ |
| - Onu küçük fıstıkla mı besliyorsun? | Open Subtitles | انت تطعمه البندق ؟ |
| Balıklarını neyle besliyorsun? | Open Subtitles | ما الذى تطعمه لأسماكك |
| "Onu neyle besliyorsun? demiş" | Open Subtitles | "ماذا تطعمه ؟ |
| Herhangi bir şeyle onu beslemeyin | Open Subtitles | لا تطعمه مجرد أى شيء |
| Onu beslemeyin! | Open Subtitles | ! لا تطعمه أى شيء ! |
| Jenny içerde besliyor onu. Çocuklar sesli yerlerde yiyemiyorlar. | Open Subtitles | (جيني) تطعمه في الداخل لا يمكنه تناول الطعام وسط الضجيج |
| Charlotte kaşıkla onun kanını besliyor. | Open Subtitles | ملعقةُ "شارلوت" تطعمه دمائنا. |
| Sonra tımar edip beslemen gerek. | Open Subtitles | ثمّ تمسحه بالفرشاة، تطعمه |
| - Onu beslemedin değil mi? | Open Subtitles | و لم يغادر أنت لم تطعمه ، هل فعلت ؟ لا... |
| Kapını kilitleseydin. O'nu beslemedin değil mi ? | Open Subtitles | كان يجب أن تطرد لم تطعمه أليس كذلك ؟ |
| Lanet olsun! Tom bu şeyleri neyle beslediniz? | Open Subtitles | تباً يا (توم)، ما الذي تطعمه لهذين الشيئين؟ |