| Sullivan, sen öne geç. Eğer yumurtayı tutuyorsa, Ateş etme. | Open Subtitles | سوليفان ,ستكوني بالقدمه ,اذا كان ممسك بالبيضه لا تطلقي النار |
| Görüyormusun, ikinci ve üçüncü kaburga arasına Ateş ediyorsun saaat 11:00 yönünde. | Open Subtitles | أتري تطلقي النار بين الضلعين الثالث والرابع شمال الجهة اليسرى فوق الحلمة |
| Vuracağından emin olana kadar tekrar Ateş etme. | Open Subtitles | لا تطلقي مجدداً إلا إذا كنت متأكدة من أنك ستصيبيه. |
| Ben binadan çıkana dek bekleyecek. Sakın alarma basayım deme. | Open Subtitles | والان سينتظر 30 ثانية حتى أخرج من المبنى ويتأكد بأنك لم تطلقي الإنذار |
| Beni vurma, sadece kahvaltı etmek istiyorum. | Open Subtitles | لا تطلقي النار لقد ذهبت لأحضار الفطور ماذا جرى لك ؟ |
| Yakında kal, ikisini halledebilirim sonra da sen Ateş edersin. | Open Subtitles | بالاقرب, استطيع اصابه 2 منهم قبل ان تطلقي من بالخلف , وبسلاح جانبي؟ |
| Ve bir de, yüzüme Ateş etme olur mu? Annem cesedime bakmak ister. | Open Subtitles | ولا تطلقي النار على وجهي لأن أمّي ستريد تابوت مفتوح. |
| Bana içerde müşteriler varken camekana Ateş etmediğini söyle. | Open Subtitles | اخبريني انك لم تطلقي النار على النافذة وبوجود الزبائن |
| Bekle. Lütfen. Ateş etmeyin, konuşalım. | Open Subtitles | إنتظري أرجوك، لا تطلقي النار دعينا نتحدث |
| Sullivan, sen öne geç. Eğer yumurtayı tutuyorsa, Ateş etme. | Open Subtitles | سوليفان ,أنتي أذهبي للأمام أذا كان يمسك البيضه, لا تطلقي النار |
| Yüzüme Ateş etme. Yüzüme Ateş etme. | Open Subtitles | لا تطلقي النار على وجهي لا تطلقي النار على وجهي |
| Onu havada takip et ve istediğin zaman Ateş at. | Open Subtitles | وأريدك أن تتبعيها في الهواء وتطلقي وقتما تريدين، لا تطلقي علي فحسب، اتفقنا؟ |
| Ateş etmeden önce şunu bil ki televizyonda gösterdiğin cinayet gibi, gerçek cinayetini de herkes seyredecek. | Open Subtitles | قبل أن تطلقي النار أرجوكِ إعلمي بأن مثل إغتيالكِ المتلفز سيكون الحقيقي هناك لكل العالم ليرونه |
| Aklından geçen şey sen daha Ateş edemeden benim silahı alıp seni vurmam. | Open Subtitles | إنكِ خائفة من أن أؤذيكِ. إنكِ خائفة من أني أقوم بسحب السلاح وأطلق عليك قبل أن تطلقي أنتِ. |
| Silah temizlemek, satın almak veya Ateş etmek yok! | Open Subtitles | لا تنظفي, تشتري, أو تطلقي بالأسلحة |
| Ben de seni sevdim ama bir daha öyle deme bana. | Open Subtitles | -وأنتِ كذلك لا تطلقي علي هذا المسمى ثانية |
| Bana Saul Amca deme. | Open Subtitles | لا تطلقي عليّ هذا اللقب |
| Ona Serçeparmak deme. | Open Subtitles | لا تطلقي عليه الأصبع الصغير |
| Komşularımı vurma olur mu, çünkü seni içeri tıkmak istemem. | Open Subtitles | جيد حسنا ، الآن ، لا تطلقي النار على جيراني لانني لن احب ان ادخلك السجن |
| Bunları getirdim, geldiğimi görünce beni vurma diye. | Open Subtitles | أحضرت هذه الورود لكِ، حتى .. إن رأيتني قادمة فلا تطلقي النيران عليّ |
| Roman o lafları ettikten sonra, onu vurmak istedin mi? | Open Subtitles | عندما قال رومان تلك الأشياء هل إردتي أن تطلقي عليه؟ |
| O zaman beni neden henüz vurmadın tatlım? | Open Subtitles | حسنا حبيبتي لماذا لم تطلقي عليا الرصاص حتى الآن؟ |
| Eee, teknik olarak ona Pilotsuz Uçan Savaş Aracı diyebilirsin. Ama bu uçak gemisine sandal demeye benzer. | Open Subtitles | تقنياً تستطيعين أن تطلقي عليها اسم العربة الطائرة المقاتلة من دون عنصر بشري |