| Dikkat et. - Kimseyi vurma. | Open Subtitles | ـ أنا شرطى , كن حزرا ً منى ـ لا تطلق النار على أحد |
| Unutmayın, etkilenecek aralığa gelene kadar Ateş etmeyin. | Open Subtitles | تذكر.. لا تطلق النار إلا عندما تصبح في مجال فعال |
| Bir dakika bekle tek atış. ateş etme, ateş etme. | Open Subtitles | إنتظر دقيقة, ون روند لا تطلق النار.لا تطلق النار |
| Neden geldin. vurmak için mi yoksa zehirlemek için mi? | Open Subtitles | ما الذي تنوي القيام به ، تطلق النار عليك أو تسممك |
| Öldürmek için değil geçmişe ateş ediyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تطلق النار لتقتل أنت تطلق النار على الماضي |
| Niye beni bağlamadın ve bacağımdan vurmadın peki? | Open Subtitles | حسناً , لمَ لم تقيدني و تطلق النار على ساقي ؟ |
| Kimseyi vurmayın demiştim. Bunun içine girince ilk işin birini vurmak, değil mi? | Open Subtitles | قلت لك أن لا تطلق النار و كل ما تريد فعله هو أن تقتل شخصاً ما |
| Bak, silahını indirdi. Kızı vurma. | Open Subtitles | أنظر ، لقد أخفض سلاحه لا تطلق النار عليها |
| Arjun, anneni seversen. Beni vurma. Silahını indir. | Open Subtitles | أرجون بارك الله في أمك لا تطلق النار عليّ ضع المسدس جانباً |
| Hayır. Kimseyi vurma tamam mı? - Sadece adamı bırak ve geri dön. | Open Subtitles | كلا، لا تطلق النار على أي أحد فقط أوصله و عد مباشرة |
| Charlie, Ateş etmeyin! Ç ocuklar çapraz ateşte kaldı! | Open Subtitles | شارلى , لا تطلق النار الفتيان موجودون بمجال إطلاق النار |
| - Ateş etmeyin! Bu şekilde kapıyı kıramazsınız aptallar! | Open Subtitles | لا تطلق النار لن تستطيع فتح الباب بهذه الطريقة يا غبي؟ |
| Evet, ben de. Altında dururken, asla havaya ateş etme. | Open Subtitles | وأنا أيضاً، وهو الا تطلق النار في الهواء، وأنت واقف تحته. |
| Charlie, "ateş etme Sommersby." diye bağırdı. | Open Subtitles | : صرخ تشارلي بفزع لا تطلق النار ، ساميرز بي |
| Bir fikrim var. Beni arabamda vurmak yerine kızımın düğününe gitmeme izin verin. | Open Subtitles | لا تطلق النار علي, ودعني ان اذهب الى زفاف ابنتي |
| Annemin haşlanmış tavukla makine arasında mekik dokumaktan kendini vurmak filan aklına gelmemiş. | Open Subtitles | والدتي كانت مشغولة جداً بوضع الدجاج المغلي في جهاز مزيل النكهة لتفكر أنها تطلق النار على نفسها |
| Sen bu şekilde ateş ediyorsun. Ama o böyle ateş ediyor. | Open Subtitles | أنت تطلق النار هكذا أما هو فيطلق النار بهذه الطريقة |
| Ayrıca aylardır hiç kimseyi vurmadın. Bu doğru. | Open Subtitles | أنك لم تطلق النار على أحد منذ ستة شهور هذا صحيح |
| N'olur vurmayın. N'olur. Ben onlardan değilim, yemin ederim. | Open Subtitles | لا تطلق النار علي من فضلك لست واحداً منهم ،أقسم |
| Peki ya polis, insanları nasıl vuracak ki? | Open Subtitles | كيف يفترض للشرطة أن تطلق النار على أحدهما؟ |
| Madem gömüyorsunuz, alnından vurup.. | Open Subtitles | اذا كنت تريد دفنة كان يجب ان تطلق النار علية وتتأكد انة يبقي مدفون |
| Ne zamandan beri "Önce vur, sonra soru sor" demeye başladın? | Open Subtitles | منذ متى و أنت تطلق النار أولا ثم تطرح الأسئلة لاحقا؟ |
| Eğer kapıya benden başka birileri gelirse onları vurmanı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | ولو اقترب أحد من الباب غيري أريدك أن تطلق النار عليه |
| Hayır. Birini vuruyorsun, büyük ihtimalle intikam için, | Open Subtitles | لا، عندما تطلق النار على أحد من أجل الانتقام |
| Kudurmuş bir köpeği vurur gibi, onu vurdu. | Open Subtitles | لقد ضربته بالنار, كما لو كانت تطلق النار على كاب مجنون |
| Ama tam emin olmak için senin de beni vurman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن الطريقة الوحدية لنتأكد من ذلك هي أن تطلق النار علي |