| Sabâ Kraliçesi ile olan yakınlığı bir skandala dönüştü. | Open Subtitles | إن ارتباطه بملكة " سبأ" تطور إلى فضيحة علنية |
| Eee, aslında beklediğimden biraz farklı bir şeye dönüştü, yani... | Open Subtitles | حسناً, في الحقيقة تطور إلى شيء ...مختلف تماماً عما توقعته, لذا |
| Kahve içmek için buluştuk, kahve yürüyüşe dönüştü, yürüyüş anlamlı bakışmalara ve oda sessizce durup el ele tutuşmaya dönüştü. | Open Subtitles | التقينا لتناول القهوة، وتحولت القهوة إلى مشي والمشي تطور إلى تبادل النظرات ذات المعنى والصمت الموحي واستفزاز اليد القابضة |
| Şey ilişkimiz romantik bir arkadaşlığa dönüştü. | Open Subtitles | ... و ، حسنًا و تطور إلى شيئٍ آخر شيئٌ رومنسي |