| Benim hakkımda ne düşündüğünüz umurumda değil.Bu uzun zamandır yapmak istediğim bir konuşma. | Open Subtitles | لا أهتم بما تظنونه عنى ولكننى صابر منذ فترة طويلة |
| Ne düşündüğünüz umrumda değil. | Open Subtitles | أتعلمون، لاأهتم بما تظنونه |
| Hepiniz, onu benim zehirlediğimi düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف ما تظنونه جميعاً، أني أنا مَن سممتها |
| Siz böyle mi düşünüyorsunuz? Sizce onun yaptığını yapabilir miyim? | Open Subtitles | هل هذا ما تظنونه يا رفاق أنني أستطيعه فعل |
| Eğer kıçına tekmeyi bassaydım bunu nasıl karşılayacaktı Sizce? | Open Subtitles | و إن ضربته أنا من تظنونه سيعاقب على هذا؟ |
| sandığınız gibi değil. Onunla birkaç kez takıldık, o kadar. | Open Subtitles | أنظروا, هذا ليس ما تظنونه أنا و هي تسكعنا مرتين |
| Eğer benim hakkımda böyle düşünüyorsanız, size yemek dağıtmıyorum. | Open Subtitles | و إذا كان هذا ما تظنونه بى فإننى لن أقوم بتقديم أى عشاء |
| Ne düşündüğünüzü biliyoruz. | Open Subtitles | و نعرف ما الذي تظنونه |
| Yani doktorların çoğu ER'ı sever mi, yoksa sizler onun uydurma olduğu mu düşünürsünüz? | Open Subtitles | هل معظم الأطباء يحبون مسلسل إيه آر أم أنكم تظنونه زائفاً؟ |
| Bu düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | هذا ليس ما تظنونه |
| Durum düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | هذا ليس ما تظنونه |
| Ben düşündüğünüz kişi değilim. | Open Subtitles | ! أنا لست من تظنونه |
| Bak, hepiniz onun zorba bir pislikten başka bir şey olmadığını düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | انظر، أعلم أنكم تظنونه محض متنمر ومتعجرف، |
| Siz de böyle düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | وذلك ما تظنونه عن بعضكم البعض أنت لا تعرفين شيئا . |
| Ne düşünüyorsunuz, bu cinayeti o mu işledi? | Open Subtitles | -أجل ماذا، هل تظنونه قام بإرتكاب هذه الجريمة؟ |
| Sizce tam olarak ne değişti? | Open Subtitles | ولم تتفوهوا بكلمة ما الذي تظنونه تغير؟ |
| Görünüşü göre, olduğunu sandığınız kişi değil. | Open Subtitles | يبدو انه ليس الرجل الذي تظنونه |
| Bu iş böyle olmaz. - Ben sandığınız Blutbad değilim. | Open Subtitles | لن يجدي هذا نفعاً على الإطلاق إني لست رجل الـ (بلوتباد) الذي تظنونه |
| Şarkı bitince, işaret edeceğim ve kimin kazandığını düşünüyorsanız, onun yanında duracaksınız. | Open Subtitles | بعد أداء الأغنية، أنا سأعطيكم الإشارة، لتقفوا في جانب المغني الذي تظنونه قد فاز. |
| Çünkü eğer yaptığınızı düşünüyorsanız... kıçınızın üstüne oturup Midland Lee'nin şampiyonluğu... elinizden alışını seyretmenin acısını yaşayacaksınız! | Open Subtitles | لأنه إن كان هذا ما تظنونه ستعرفون معنى الجلوس على مؤخرتكم... ومشاهدة ميدلاند لي يفوز عليكم في الموسم |
| - Hakkımda ne düşündüğünüzü biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بالذي تظنونه بي |
| Yani doktorların çoğu ER'ı sever mi, yoksa sizler onun uydurma olduğu mu düşünürsünüz? | Open Subtitles | هل معظم الأطباء يحبون مسلسل إيه آر أم أنكم تظنونه زائفاً؟ |