"تظن أني" - Translation from Arabic to Turkish

• sanıyorsun
• Sence
• düşünüyorsun
• düşünüyor
• sanıyor
• sanma
• sandığın
• zannediyorsun
• düşündüğün
• sanıyorsan
• düşünüyorsunuz
• muyum
• sandın
• düşünmeni
• düşündüren

Seni ve kardeşini Haitili'yi bulmanız için neden gönderdiğimi sanıyorsun?
لماذا تظن أني أرسلتك و شقيقك من أجل ايجاد الهايتي؟

Götür onu. Senin hayrına kızına bakacağımı mı sanıyorsun?
خذها حالا ، هل تظن أني سأمسك عنك إبنتك ؟

Sence Laura'yı kıskandığım için mi böyle davrandım?
تظن أني لا زلتُ غيُورة من لورا لذلك فعلتُ ما فعلتُ؟

Tüm insanlara kızgın olduğunu biliyorum çünkü senden uzaklaşıp onlara gittiğimi düşünüyorsun.
أعرف أنك غاضب من أولئك الناس لأنك تظن أني تركتك وذهبت إليهم

Umurumda bile değil. Neden dünyada çok fazla zaman harcayarak geçirdiğimi düşünüyor musun?
لم تظن أني أقضي وقتاً طويلاً على الأرض ؟

- Yattım, hala homo sanıyor. - Bu iyi değil, işte.
لقد فعلت، ولازالت تظن أني شاذ - هذا ليس جيد -

Bu kadar aydır ne yaptığımı sanıyorsun?
ماذا كنت تظن أني كنت أفعل كل هذه الأشهر ؟

pantolonun.kısalttırdığımı mı sanıyorsun?
إنظر إلى سروالك بالله عليك، هل تظن أني سأثنيه بنفسي؟

İsteyerek mi yaptım sanıyorsun?
ليس لديك الحق كي تخفي هذا عني هل تظن أني أردت ذلك؟

İnsanları kovmaktan hoşlandığımı mı sanıyorsun?
لا أستطيع الوصول هنالك بسرعة كافية تظن أني أحب ان أطرد الناس؟

Neler hissettiğini anlıyorum. Benim de kızmadığımı mı sanıyorsun?
،أتفهم شعورك لا تظن أني لست غاضباً أيضاً

Eğer yanılıyor olsaydım, Sence bunu bilmez miydim?
ألا تظن أني لو كنت مخطئا لعلمت ذلك مسبقا؟

Sence ben boktan bir elektrikçi olmak ister miyim?
أنت تظن أني أريد أن أكون كهربائياً ملعوناً؟

Sence öyle çakışmasına Dong Gyu abiyle izin verir miyiz?
هل تظن أني أنا و دونق كيو ذلك النوع من الأشخاص الذي سيسمحون لذلك بالحدوث؟

Neden iğrenç hatıraların için bir çöplük olarak kullanılmaktan hoşlandığımı düşünüyorsun
ما زلت لا أعلم ما الذي جعلك تظن أني أستمتع و أنا أراك تستعملني مكبا لنفاياتك الخلقية و ذكرياتك التافهة

Yeteneğim olmadığını düşünüyorsun, Vince, ama var.
أعلم أنك تظن أني لا أملك أي موهبة, يا فينس,لكن بالواقع أنا كذلك.

Bir şey değil. Aptal ülkenin teki onlara borcum olduğunu düşünüyor.
لاشئ، بعض البلدان الغبية تظن أني أدينهم بعض المال

Onu mutlu eden tek şey bilmediğimi sanıyor olması.
والشيئ الوحيد اللذي يجعلها سعيده أن تظن أني لا أعلم

Harika. Ve benim için yaptıklarını unuttuğumu sanma.
حسناً، ولا تظن أني نسيت ما فعلته من أجلي

Bilmediğimi sandığın ama tabii ki bildiğim o Ürdünlü fıstığa dönebileceksin.
لتعود لعاهرتك الأردنية التي تظن أني لا أعرف بها، لكني أعرف.

Onu gördüğümde burnuma kötü kokular gelmediğini mi zannediyorsun? Kallen bize yem atıyor.
هل تظن أني لاأستطيع شم رائحة الهراء عندما أراه

Ne gerçeğin değiştirilmiş versiyonunu ne de benim duymak istediğimi düşündüğün şeklini.
ليس نسخة من الحقيقة ، ليس ما تظن أني أريد أن اسمعه

Eğer bir şapka için seninle evleneceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun.
أن كنتَ تظن أني سأتزوجك في مقابل قبعتك، فلن أفعل

Haklısınız, tek bana teşekkür etmeyi düşünüyorsunuz, ama
أنت على حق، تظن أني الوحيد .الذييجبأنتشكرهلكني.

Sence kendimi yeterince suçlamıyor muyum ki sen de bunu hatırlatıyorsun?
الا تظن أني أعرف ذلك؟ أتظن أني لا ألوم نفسي بما يكفي والأن أحتاجكَ لفعل ذلك أيضاً؟

Çocuğumun etrafında Belle gibi insanlar olmasına izin vereceğimi mi sandın?
هل تظن أني سأسمح لطفلتي أن تخرج من هذا البيت لتعرفها على أناس أمثال بيلي ؟

Oğlumun en iyi arkadaşını tanımadığımı düşünmeni istemem.
فقط في حالة أنك تظن أني حتى لا أعرف من همّ أصدقاء إبني

Onları vuranın ben olmayacağımı sana düşündüren ne?
لماذا لا تظن أني قد لا أطلق النار عليهما؟