| O tavşana çok sıkı sarılıyorsun Lennie. | Open Subtitles | وأرسلت برمجتها Birdroni إلى الإنقاذ. أنت تعانق الطريق أرنب ضيقة جدا، ليني. |
| Neden çarmıhına sarılıyorsun salak? | Open Subtitles | لماذا تعانق صليبك يا أحمق؟ |
| Ve Clyde, sen, o sahadaki herkesten daha iyi sarılıyorsun! | Open Subtitles | ، (و (كلايد إنّك تعانق أفضل من أي شخصٍ في الملعب |
| Tüm iş arkadaşlarına böyle içtenlikle Sarılır mısın? | Open Subtitles | هل تعانق كل زملائك بشغف ؟ |
| - Biliyorum, seni sarılırken gördüm. Cüzzamlıymış gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | أعلم، رأيتك كيف تعانق الناس، كما لو أنّك في مستعمرة للمصابين بالجذام. |
| En azından amcana sarılmayacak kadar? | Open Subtitles | إذا لم تعانق عمّك ؟ |
| Anneme gitmeden önce telefon ederim çünkü günün birinde başka bir çocuğa sarılmış vaziyette yakalamak istemiyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أريد أن أصل هناك وأجدها تعانق أطفال آخرين |
| Neden kendine sarılıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تعانق نفسك؟ |
| Pekala, sarılıyorsun. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعانق لي. |
| Homer, bir evsize sarılıyorsun. | Open Subtitles | هومر " أنت تعانق متشرد" |
| Sarılır kendisi. | Open Subtitles | إنها تعانق وهي لا تعانق |
| Sarılır kendisi. - Merhaba amirim. | Open Subtitles | إنها تعانق |
| Hayır ya, birisine sarılırken bunu söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا , لا يمكنك قول هذا بينما تعانق احدهم |
| Annene sarılmayacak mısın? | Open Subtitles | ألا تريد أن تعانق أمّك؟ |
| İçeri baktım, mum ışığı vardı karımı bir kadına sarılmış halde gördüm. | Open Subtitles | تمعنت, فشاهدت ضوء شموع ثم شاهدتها تعانق امرأة أخرى! |