| Bir de keskin nişancı oyunu koydum. - hoşuna gidebilir. | Open Subtitles | رميت له بلعبة القناص اعتقدت أنها قد تعجبه |
| Hiç, masa düzeni çok hoşuna gitmiş de. | Open Subtitles | لا ، لا شيء كان يقول كم تعجبه طريقة صف الطاولات |
| Sponsorlar, hikay enin bir parçasını beğenmedi. | Open Subtitles | فى الحقيقه المنتج لم تعجبه بعض الاشياء فى القصه |
| Bu kenti seviyor, kurşun askerleri boyamayı, kendisi homo. | Open Subtitles | تعجبه البلدة، يطلي دمى الجنود كما أنه لوطي. |
| Sponsorumuz bundan hoşlanmadı. | Open Subtitles | فى الحقيقه المنتج لم تعجبه بعض الاشياء فى القصه |
| Oyunu sevmiş ama sonunu değiştirmemi istiyor yoksa ilgilenmezmiş. | Open Subtitles | ولكن يريدني أن أغير النهاية لانها لم تعجبه |
| Umarım ceketi beğenir. | Open Subtitles | أتمنى أن تعجبه السترة |
| Belki siyah kızı sevmedi. | Open Subtitles | ربما لم تعجبه تلك الفتاة السوداء |
| Ona sadece, hoşlandığı kız tarafından farkedilmesi için yardımcı oldum. | Open Subtitles | كنت فقط أحاول مساعدته ليتم ملاحظته بواسطة الفتاة التي تعجبه |
| Bu köpekten nefret ediyorum. Dünyada hoşlanmadığı tek kişi benim. | Open Subtitles | أكره هذا الكلب أنا الإنسانة الوحيدة التى لا تعجبه |
| Hâlâ bir kaç resim çekmem gerekiyor ama umarım onun hoşuna gider. | Open Subtitles | مازالت بحاجة لأخذ بعض الصور، لكن أتمنى فعلاً أن تعجبه. |
| hoşuna giden yanlarından biri de buymuş. | Open Subtitles | هذا شيء من بين أشياء يقول الرئيس أنها تعجبه فيه |
| O yüzden küçük bir beste yaptım. Umarım hoşuna gider. | Open Subtitles | لذا فقد ألفت اغنية صغيرة أمل أن تعجبه |
| Muhtemelen olgunlukla veya akılla ilgiliydi.Belki giyimimi beğenmedi. | Open Subtitles | ربما لأنني لست ناضجة أو لست ذكية ربما لم تعجبه ملابسي |
| Kahveyi beğenmedi. | Open Subtitles | لم تعجبه القهوة إنه ليس أكثر من متعجرف صعب الإرضاء |
| Sanırım Maximillian saç kesimini beğenmedi küçük adam. | Open Subtitles | يبدو أن ماكسميليان لا تعجبه هيئتك أيها الصغير |
| Bu kenti seviyor, oyuncak asker boyar, kendisi homo. | Open Subtitles | تعجبه البلدة، يطلي دمى الجنود كما أنه لوطي. |
| Görünüşe göre George, oradaki kasvetli, tuhaf hayat tarzını seviyor. | Open Subtitles | يبدو أن " جورج " تعجبه الحياة هناك بطريقته الغريبة القاتمة |
| Zavallı Bud'ın hiç keyfi yok. Bagajımdaki müzikten hoşlanmadı. | Open Subtitles | مسكين بد بمزاج تعبان لم تعجبه الموسيقى في صندوق سيارتي |
| Belki de ona öğrettiğin raconlardan pek hoşlanmadı. | Open Subtitles | لربما لم تعجبه مصافحة اليد التي علمته |
| Kız kardeşin sevmiş. Zamanında kendini parmaklatmış. | Open Subtitles | -شقيقتك كانت تعجبه فقد تركته يضع إصبعه داخل مؤخرتها |
| Umarım turtayı beğenir. | Open Subtitles | آمل أن تعجبه الفطيرة |
| Afrikali ve Amerikan kisilikleri sevmedi. | Open Subtitles | ولم تعجبه شخصية الزنجي الأمريكي. |
| Bütün hoşlandığı kadınlara karşı ilgi duyduğu kesin değil. | Open Subtitles | ليس بالمؤكد أن يكون الرجل مناسبًا لكل امرأة تعجبه |
| Sanki hoşlanmadığı bir mesaj almış gibi. | Open Subtitles | . كان يبدو كما لو حصل على رسالة لم تعجبه |
| Shin Cine geri aramadı. | Open Subtitles | يبدو انها لم تعجبه ولم يتصل بي بعد ذلك |
| Sanırım senden hoşlandı. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعجبه |
| Takım elbiseni beğendiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أن بدلتك تعجبه |
| - İnanın bana majesteleri beğenmeseydi, farkına varırdık. | Open Subtitles | -ثق بي .. إذا لم تعجبه لكنا علمنا الآن |