| - Ne isterlerse veririm. Acele edin. | Open Subtitles | سوف أدفع أياً مايتطلبه الأمر تعجل ، من فضلك |
| Çalışmaya karşı olmamın sebebi bu işte. Her şey "Acele" kelimesinde tıkanıp kalıyor. | Open Subtitles | هذا ما يضايقنى فى العمل إنه دائماً مرتبط بكلمة " تعجل" |
| Kim Acele etti bilmek istiyorum! | Open Subtitles | أريد أن أعرف من الذي تعجل في الهجوم |
| Ben bekleyebilirim. Acele eden sizsiniz. | Open Subtitles | أستطيع الانتظار، فأنت من هو تعجل |
| Belki şimdi siz bana New York'a dönmemi hızlandıracak bir hikâye anlatırsınız. | Open Subtitles | ربما يمكن أن تقول لي قصة الآن من شأنها أن تعجل بعودتي إلى "نيويورك". |
| Ben bekleyebilirim. Acele eden sizsiniz. | Open Subtitles | أستطيع الانتظار، فأنت من هو تعجل |
| Görünüşe göre birisi kaçmak için Acele ederken, bunu unutmuş. | Open Subtitles | حسنا , تبدو وكأنها... . شخص كان تعجل في المغادره و نسوا هذا. |
| Acele işe, şeytan karışır. | Open Subtitles | تعجل أكثر سرعه أقل |
| Acele edecekmişsiniz. | Open Subtitles | تريدك أن تعجل بالعودة للبيت |
| Shepherd hala ameliyatta. Ona Acele etmesini söyledim. | Open Subtitles | (شيبارد)ما زالت في الجراحة أخبرتها أن تعجل |
| - Acele etsen iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل ان تعجل |
| Ama Acele et. | Open Subtitles | لكن تعجل قليلاً |
| Neden Acele ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تعجل الامور ؟ |
| Ama Acele et. | Open Subtitles | لكن تعجل قليلاً |
| Bu kadar Acele etmene gerek yoktu. | Open Subtitles | ما كان عليك أن تعجل بالمجيء |
| Acele et, Rohit. | Open Subtitles | روهيت، تعجل بنى . |
| Acele ettirmek istemem... | Open Subtitles | لا أقصد تعجل الأمر ... |
| Acele et. | Open Subtitles | تعجل. |
| Alfonso, Acele et. Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | (ألفونسو) تعجل ماذا تفعل؟ |
| Belki şimdi siz bana New York'a dönmemi hızlandıracak bir hikâye anlatırsınız. | Open Subtitles | ربما يمكن أن تقول لي قصة الآن من شأنها أن تعجل بعودتي إلى "نيويورك". |