| Buraya ilk neden gelmiştim biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفُ لمَ جئتُ إلى هنا في المقام الأول؟ |
| Gitarist veya piyanist arayan birini tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفُ أحداً يبحثُ عن عازف غيتار أو بيانو؟ |
| Birçok yardım vakfının başkanı olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتَ تعرفُ بأنها تترأس عدة مؤسساتٍ خَيرية |
| O zaman şelalenin hangi tarafından aşağı inildiğini de bilirsin. | Open Subtitles | أذاً أنتَ تعرفُ أي جانبٍ من الشلال يجب أستخدامهُ للنزول |
| Gidip bir mahkûmu ziyaret et. Birini tanıyorsun zaten. | Open Subtitles | إذهب وقم بزيارة السجين، فإنك تعرفُ واحداً بالفعل |
| biliyordun. En başından beri. Bunun senin araştırmanla bir ilgisi olduğunu biliyordun... | Open Subtitles | .كنت تعرفُ منذ البداية ،كنت تعرف أن له علاقة بعملك |
| - Nasıl yapacağını bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا بُد من إبطال مفعوله لا تعرفُ ماالذي تتعامل معهُ |
| Hangi bankanın kartını taşıdığınızı bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | لا تعرفُ البنك الصادرة منه بطاقتك المصرفية |
| O zaman acayip güzel bir hatun olduğunu da biliyorsundur. | Open Subtitles | حسنا , تعرفُ أنها سيده لطيفه , لطيفه , لطيفه |
| Hep ne kadar tatlı olduğunu düşündüğümü biliyor musun? | Open Subtitles | إنكَ تعرفُ بأنني لطالما إعتقدتُ أنك جذاب. |
| Bunun yerine ne yapmam gerekirdi biliyor musun? | Open Subtitles | تعرفُ ما كانَ عليَّ أن أفعلهُ بدَلَ ذلك؟ |
| Schillinger ve Metzger'i gammazladım. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? | Open Subtitles | لقد وَشيتُ بشيلينجَر و ميتزغَر هَل تعرفُ ما يَعني ذلك؟ |
| - Bunlardan birini tanıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفُ أيَّ أحدٍ من هؤلاء الأشخاص؟ |
| Güdümlü roket hackeleyebilecek bir torbacı tanıyor musun? | Open Subtitles | -لديهم أعداءٌ بالفعلِ هل تعرفُ أيَّ تاجرِ مخدراتٍ قادرٌ على إختراقِ نظامٍ للصواريخ؟ |
| Tae Gong Shil, merhum Hee Joo'yu tanıyor mu? | Open Subtitles | ،"تاي جونج شيل تعرفُ الميتة "هي جو"؟ |
| - Sona yaklaştığımı biliyorsunuz hiç değilse haklı olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | تعرفُ أنّي قريبة، لذا على الأقل ساعدني في جعلهِ صحيحا. غير ممكن. |
| Bisikletimle ilgili bilgi almak isterseniz beni nerede bulacağını biliyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، إن كنت قلقاً بشأن دراجتي تعرفُ أين تجدني |
| Öğretmenlerin nasıl bazen gözde öğrencileri olur bilirsin, | Open Subtitles | تعرفُ كيفَ يحصلُ المدرسِين على طُلاب مُفضلين أحياناً؟ |
| Bu tüzüğü herkesten iyi bilirsin. | Open Subtitles | و أنتَ تعرفُ ذلكَ الميثاق أفضَل من الجميع |
| Onu nasıl tanıyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرفُ امرها؟ |
| Suçu kabul etmeyeceklerini biliyordun. | Open Subtitles | .إنكَ كُنتَ تعرفُ بأنهم لن يرضوا بالإعتراف |
| Ama gel gör ki bizim hakkımızda hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | ... حسناً لقد إتضح بأنَّك لا تعرفُ أيَّ شئٍ عنا |
| Gerçek hayat hakkında hiçbir şey bilmiyor musun? | Open Subtitles | الا تعرفُ شيئآ عن الحياة الواقعية؟ |
| Umarım nereye gittiğini biliyorsundur çünkü o duman şey bizden çok daha hızlı koşuyor. | Open Subtitles | أرجو أنّكَ تعرفُ وجهتَكَ لأنّ ذاك الدخان يركضُ أسرع بكثيرٍ منّا |
| Artık Dinkelman da yok. Onun benim için anlamını bilemezsin. | Open Subtitles | والآن ضاع دينكيلمين أنتَ لا تعرفُ ما الذي كان يعنيه بالنسبة لي |
| Şahsen değil ama sanırım kuzenim Rene'yi tanıyorsunuz. | Open Subtitles | ليس بصفة شخصيّة (ولكني أعتقدُ بأنكَ تعرفُ إبن عمي (رينيه |