| Seni kardeş gibi severim Mike, ama çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحبك مثل أخي يا مايك و لكنك تعرف الكثير |
| Silahlar hakkında çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنك تعرف الكثير عن المسدسات يا جورج نعم أعرف |
| Kız kardeşin şarap hakkında çok şey biliyor olmalı şu restoran işinden dolayı. | Open Subtitles | ,لابدّ وأنّ أختك تعرف الكثير عن النبيذ بخبرتِها فى المطعم وما إلى ذلك |
| Teknoloji inanılmaz zeki bir hâle geldi ve içsel durumumuz hakkında zaten çok şey biliyor. | TED | فقد أصبحت التكنولوجيا ذكية بشكل لا يصدق وهي تعرف الكثير بالفعل عن ما يدور داخلنا |
| Carl, bir rahip olarak, rujlar hakkında çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | كارل، كـراهب تعرف الكثير عن الشفاه الحمراء |
| Anlaşılan ailemiz hakkında çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | تبدو أنك تعرف الكثير عن عائلتنا الكلام ينتقل سريعاً |
| Vurulmak konusunda çok şey biliyorsun tabii. | Open Subtitles | يبدوا انك تعرف الكثير بشأن التعرض لاصابة |
| Nasıl oluyor da benim hakkımda bu kadar çok şey biliyorsun diye merak etmeye başladım? | Open Subtitles | وهذا جعلني أتسائل كيف تعرف الكثير عني بينما |
| Bir liseliye göre çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | .أنت تعرف الكثير بالنسبة لفتىً بالمرحلة الثانوية |
| Ben onun abisiyim. Sanırım onun hakkında pek çok şey biliyorsun. | Open Subtitles | انا شقيقه الاكبر، ويبدو انك تعرف الكثير عنه |
| büyük annen de çok şey biliyor. | Open Subtitles | وسوف يخبرك وجدتكِ أيضا تعرف الكثير من الأمور |
| Acayip bir şey. O benim hakkımda çok şey biliyor, bense hiç. | Open Subtitles | أعني مدهش أنها تعرف الكثير عني ولا أعرف شيئاً عنها |
| O her şeyi hakkında çok şey biliyor. | Open Subtitles | هي لم تكن تعرف الكثير من الأمور المتعلقة بالجنس. |
| İkinizi yürürken gördü. Senin çok şey bildiğini düşündü. | Open Subtitles | اعتقد انك ستتحدث اعتقد انك تعرف الكثير |
| Madem bu cinayetler hakkında çok şey biliyorsunuz, bana neden ihtiyacınız var? | Open Subtitles | إذا تعرف الكثير عن هذه الجرائم لماذا تحتاجني؟ |
| Benim hakkımda Çok fazla şey biliyorsun. Montel William şovunu asla yapmamalıydım. | Open Subtitles | أنك لا تعرف الكثير عني ما كان علي فعل هذا حتى يحضر وليم |
| Çünkü ne zaman bilinmedik bir şarkıcı ya da grup ismi söylesem, hepsinin hakkında çok bilgili oluyordun. | Open Subtitles | لانه فى كل مره اذكر اسم مغنى او فرقه غير معروفه .كنت تعرف الكثير عنها |
| Silahlar hakkında çok şey bilir misiniz, Bay Bond? | Open Subtitles | هل تعرف الكثير عن الأسلحة ؟ |
| Madem o kadar çok biliyorsun, bunu da bilmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعرف ذلك، بما .أنك تعرف الكثير عني |
| Bence bir sürü şey biliyorsun, dostum ve ben bunların hepsini öğrenmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | أظنكَ تعرف الكثير يا صاحبي و أنوي انتزاع كل المعلومات |
| Ne zamandan beri sari hakkında bu kadar şey biliyorsun? | Open Subtitles | منذ متى وأنت تعرف الكثير عن الساريّ؟ |
| Fakat arabalarını inceleyerek başkalarıyla ilgili pek çok şey söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لكن يمكنك أن تعرف الكثير عن شخص ما بواسطة سيارته. |
| Biliyor musun komiserim bu adamı gayet iyi tanıyor gibisin. | Open Subtitles | تعلم يا ملازم , يبدو أنك تعرف الكثير عن هؤلاء الأشخاص |
| Burayı çok iyi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف الكثير عن المكان ، صحيح؟ |
| - Ancak çalarlar! - Hırsızlıktan iyi anlıyorsun galiba. | Open Subtitles | انهم يسرقونه انت تعرف الكثير عن السرقة |
| Benimki gibi bir yüzü incelemene gerek yok, sanırım, erkeklerin yüzü hakkında çok şey biliyorsundur. | Open Subtitles | لن تصل في كبر الوجه مثلي كما أنك تعرف الكثير عن وجوه الرجال |