| - Şimdi madem hepiniz biliyorsunuz, bana Ross 'a nasıl söyleyceğim hakkında fikir verin. | Open Subtitles | الأن انتم تعرفون كل شئ يمكنكم أن تعطوني نصائحكم عن كيفية إخبار روس |
| Ham kayıtlar kesinleşecek, bana bir dakika verin. | Open Subtitles | فقد يكون تمت الاساءة اليه حسنا سجلات القاصرين ستكون مغلقة لذا يجب ان تعطوني دقيقة |
| Sizden rica etsem bana gösteriden önce dinlenmem için biraz zaman verir misiniz? | Open Subtitles | أن تعطوني بعض الوقت للراحة قبل عرض الليلة؟ |
| Tek istediğim, onları uazaklaştırmam için bana bir şans vermeniz. | Open Subtitles | كلّ ما أسئله هو أن تعطوني فرصه لأتعافا منهم بنفسي |
| Partime katılmak istemiyorsanız o zaman istediğim bilgiyi bana verirsiniz. | Open Subtitles | أعتقد أنكم يجب أن تعطوني الملعومات التي أطلبها |
| Peki. Ve bana şu Jumper'larınızdan bir tane vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | وأريد منكم أن تعطوني واحد من هذه القوافز |
| Çünkü sen ve andaval seleflerin bana yazacak hiçbir şey vermediniz. | Open Subtitles | بسببك انت وأسلافك الاغبياء لم تعطوني اي شي لا أكتبه |
| Evimi elimden alıp bana 20 yaşında bir araba mı veriyorsunuz? | Open Subtitles | ستَأْخذُوا بيتَي و تعطوني سيارة قديمة من 20 سنة؟ |
| Bana gerçek para verin. Sahte bir şey istemiyorum. Neyin sahte olduğunu anlarım. | Open Subtitles | أعطوني النقود الحقيقية، لا تعطوني المُزيفة لأنني أعرفها جيداً |
| Bakın, siz bana bir liste verin, ben Tanrı'ya götüreyim, seçsin birini. | Open Subtitles | أنظروا، لما لا تعطوني قائمة بالأسماء و أعطيها لـ الآله و أرى إن كان سيختار واحدا منها |
| Çocuklar, biraz izin verin bana. | Open Subtitles | يا شباب, عليكم أن تعطوني بعض المساحة هنا |
| Bir dakika onunla konuşmama izin verir misiniz? | Open Subtitles | لم يوجه لها أي تهم أتمانعان في أن تعطوني بعض اللحظات؟ |
| Bu işte ilerlemem için bana bir şans verir misiniz? | Open Subtitles | يا رفاق.. هل يمكنكم ان تعطوني فرصة لكي ابدأ هذا الشئ؟ |
| Her neyse bana bu ay fazladan 50 dolar vermeniz lazım böylece tek kişilik odaya geçebilirim. | Open Subtitles | أن تعطوني 50 دولارا زيادة كل شهر حتى أتمكن من الانتقال الى غرفة لوحدي |
| Bana parayı vermeniz gerekiyordu! | Open Subtitles | من المفروض أن تعطوني المال فحسب |
| Ya paramı verirsiniz... ya da dövüşürsünüz. | Open Subtitles | هذا هو الإتفاق إما أن تعطوني المال أو أن أشاهدكما تضربان بعضكما |
| Umarım hakkımda duymadığınız şeyleri telafi etmek için bir şans verirsiniz. | Open Subtitles | أتمنى ان تعطوني فرصة لأعوض عن كل شيئ لم تسمعو به عني |
| Sadece hiç yaşayamadığım o çocukluğumu yaşama şansını vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | كل ما اطلبه هو ان تعطوني الفرصة التي لم احظ بها في طفولتي |
| Üzgünüm ama bana şans vermediniz. | Open Subtitles | انا اسف و لكن لم تعطوني خيار اخر |
| Bana ne ilacı veriyorsunuz siz? | Open Subtitles | ما العقاقير التي تعطوني إياها أيها الناس بحق الجحيم؟ |