| Öğretmen her öğrenciye farklı çalışmalar, isteğe bağlı değerlendirmeler vermek zorundaydı. | TED | كان المعلم يعطي واجبات مختلفة لكل طالب، تعطى الوظائف بناءا على الطلب | 
| Yaratılışımızda yok mu zaten... incir ağaçları incir vermek içindir, bal arıları bal yapmak içindir, aslanlar da topraklar fethetmek içindir... | Open Subtitles | أن تعطى شجرة التين تيناً و أن تعطى النحلة عسلاً و أن يسقط الأسد فوق الحمل ؟ | 
| Şimdiye kadar bu, bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır. | TED | إلى هذه اللحظة هذا هو أكبر عدد ميداليات شرف تعطى لمعركة واحدة. | 
| Bu altın madalyon her yıl kutsal ruh ödülünü kazanana verilir. | Open Subtitles | هذه القلادة تعطى للفائز بجائزة الروح المقدسة التي تقام كل سنة | 
| Sorgunun uzatılması muhalefete yıkıcı eylem için malzeme veriyor. | Open Subtitles | إمتداد للإستجواب أنت تعطى المعارضه وقودا للقيام بأعمال مخربه | 
| Yüzbaşı Marco, silahınızı Raymond'a verme kibarlığını gösterir misiniz lütfen? | Open Subtitles | كابتن ماركو .. هل لك أن تعطى ريموند مسدسك | 
| Senin o kokanalardan birine ders verdiğini görmek isterdim. | Open Subtitles | أحب أن أراك تعطى بعض النساء العجائز الثلاثة فى واحد | 
| Sen insanlara tutunabilecekleri hiçbir şey vermiyorsun söyleyemedikleri kelimeler dışında. | Open Subtitles | انت لا تعطى للناس شىء.. الا كلمات لا يستطيعون لفظها. | 
| Savunma kuvvetlerimiz durumu kontrol altına aldığında tamamen hareket özgürlüğü verilecektir. | Open Subtitles | ...بالأمكان السيطرة على الوضع على شرط أن تعطى قوَاتنا الدفاعية الحرَية الكاملة في الحركة | 
| Bir şey vermek isterseniz, bağış kutumuza atınız. | Open Subtitles | لو اردت ان تعطى شيئا ما فهذا صندوق تبرعات | 
| Bazen çok şey kazanmak için birazcık vermek gerekir. | Open Subtitles | يصرف انتباهك عن الصورة الأكبر بعض الأحيان لابد أن تعطى القليل لتأخذ الكثير | 
| Ada bir kızın gelmesinden mutluluk duyar özellikle sahilin altındaki kayalar ona birşey vermek isterler. | Open Subtitles | الجزيرة تكون سعيد عندما تصل اليها فتاة صغيرة وبخاصة الصخور التى اسفل الشاطئ انها تقرر ان تعطى لك شئ | 
| Bu, "Mavi Teşkilat" adındaki gruba girildiğinde polislere verilen bir eşya. | Open Subtitles | إنها ما تعطى للشرطي عندما ينضم إلى مجموعه تسمى المعبد الأزرق | 
| Size aslında verilen numuneleri test etmek yerine otoriteleri memnun edecek sonuçlar sunuyorsunuz. | Open Subtitles | والتي تحقق امنيات السلطات بدلا من القيام حقاً بفحص العينات التي تعطى لكِ | 
| Asıl tehdit kanıt yükünün tersine döndürülmesi ve aniden hepimizin üretme ya da paylaşma özgürlüğü verilen her alanda birer hırsız muamelesi görmesi. | TED | التهديد، في الواقع، هو عكس عبء الإثبات، حيث نكون فجأة نُعامل كلصوص في كل لحظة تعطى لنا حرية الإنشاء، أو الإنتاج أو المشاركة. | 
| Çünkü normalde bu pozisyon okulun en popüler kızına verilir. | Open Subtitles | الآن هذه المكانة عادة تعطى لأكثر فتاة مشهورة في المدرسة ؟ | 
| Sayfaların içerdiği gerçeği anlayabilecek hale geldiğinde bir insana verilir. | Open Subtitles | وهي تعطى للرجل عندما يفهم حقيقة ما في الصفحات | 
| Tomografi cihazlarını getiren adamlara bahşiş veriyor musun? | Open Subtitles | هل تعطى بقشيش للرجال الذين يوصلون الجهاز لك؟ | 
| Ve bu yanıklar size çok fazla acı veriyor? | Open Subtitles | ووهذه الحروق تعطى لك الكثير من الألم؟ | 
| Beyaz olmayanlara oy verme hakkı tanınmaması bazılarını mutsuz ediyor. | Open Subtitles | أيضا لا يرضى البعض أن إمتياز الانتخابية لا تعطى للرجل الملون | 
| " - Evet, bizi belaya sokmakta harika. - Hiç fikir verdiğini duymadım..." | Open Subtitles | نعم, عظيم فى ايقاعنا فى مشاكل - لم أسمع انك تعطى اى افكار - | 
| Adama işine hayranlık duyması için zaman bile vermiyorsun. | Open Subtitles | ان لا تعطى للرجل فرصه ليعجب بعمله انه لا يصدق | 
| Haklarınız benim takdirime göre, benim tarafımdan verilecektir. | Open Subtitles | سوف تعطى لكم حقوقكم من قبلي,وبتقديري | 
| Bence görevi arşivdeki adamlarımızdan birine vermelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك يجب أن تعطى هذه المهمة للفتيات فى الأرشيف |