| Bomba ekibi etkisiz hale getirdi. | Open Subtitles | لا تقلق,تم تعطيلها من قِبل فرقة المتفجرات |
| Şöyle özetleyeyim; teoride bu bomba etkisiz hale getirilemez. | Open Subtitles | مجمل الموضوع النظرية هي أن هذه القنبلة لا يُمكن تعطيلها |
| Ses telleri devre dışı, boynun sağ tarafında kendisinin açtığı yarayı tedavi ettim ve soldaki nod portalını açtım. | Open Subtitles | الأحبالالصوتيةتم تعطيلها, و لقد أصلحت الضرر الذاتي من على الجانب الأيمن من الرقبة و فتحت للورم مجرى من اليسار |
| Bu nasıl oldu? "Seberus"un devre dışı kalıp benim kazanacağımı söylemiştin. | Open Subtitles | كيف حصل كل هذا , لقد قلت أن السابرس سيتم تعطيلها , وسأضمن سأفوز |
| Düşman gemisi etkisiz hale getirildi. Güçlükle iniş yapıyorlar. | Open Subtitles | المركبة الفضائية تم تعطيلها ,سوف تقوم بهبوط صعب |
| Olayın yakınlarındaki güvenlik kameralarını kontrol ettim. etkisiz hale getirilmiş. | Open Subtitles | إذن تحققتُ من الكاميرات الأمنيّة بالقرب من الحريق، وقد تمّ تعطيلها. |
| Ana kontrol sistemlerini açıp hepsini tek tek etkisiz hale mi getireceğiz? | Open Subtitles | طرح نظم التحكم الرئيسية و تعطيلها واحدا تلو الآخر؟ |
| Devre düzenini biliyorum. etkisiz hale getirebilmem için dört ortak yol bulmalıyım. | Open Subtitles | أنا أبحث عن أربعة أسلاك مشتركةِ قبل أن أستطيع تعطيلها |
| Bu yüzden nasıl etkisiz hale getirebileceğimizi öğrenene kadar hareket etmemeniz çok önemli. | Open Subtitles | لذا فإنّ من المهم جداً أن لا تتحرّكي حتى نعرف طريقة تعطيلها. |
| Eğer elektromanyetik dalga frekansını onunkine ayarlarsak onu etkisiz hale getirebiliriz. | Open Subtitles | إذا حددنا النبض الكهرومغناطيسي علي ترددها، سنكون قادرين علي تعطيلها. |
| Ama sistemin mikrodalgayla zaten devre dışı bırakıldığını ve kilidin kapanamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | لكنني عرفتُ بأنّ الدائرة الكهربية قد تمّ تعطيلها بواسطة موجات مايكرويف و بأنّ القفل يستحيل فتحه |
| Sahip olduğun dört büyük binanın güvenlik sistemleri hacklendi ve devre dışı bırakıldı. | Open Subtitles | أربع مبان رئيسية تم إختراق أنظمة أمنها وتم تعطيلها |
| Sadece kırmızı seviyedeki geçiş kartı ile girilebiliyor ve benimki artık devre dışı. | Open Subtitles | فقط بطاقة مرور بمستوى أحمر تستطيع إدخالك، وخاصتي تمَّ تعطيلها |
| Gelecek teknolojisi. Tetiklemeden devre dışı bırakmak çok zor, benim için bile. | Open Subtitles | إنها تكنولوجيا مستقبلية، من الصعب نزعها دون تعطيلها حتى بالنسبة لي. |
| Yukarıdaki müessese en yüksek önyargıyla etkisiz hale getirildi, | Open Subtitles | المنشأة في الطابق العلوي تم تعطيلها بأضرار قصوى |
| Yüzeyde yaşayanların gemisi etkisiz hale getirildi. | Open Subtitles | ان مركبة سكان السطح تم تعطيلها |
| Görevimiz başarılıydı. Anubis'in yeni silahı etkisiz hale getirildi. | Open Subtitles | هدفنا من الهدف نجح , أسلحه أنوبيس * الجديده تم تعطيلها * |
| Otomatik emniyet tedbirleri etkisiz hale getirilmiş. | Open Subtitles | هذه لم تكن حادثة صمامات الأمان تم تعطيلها |
| Yarım düzine kamera etkisiz hale getirilmiş. | Open Subtitles | نصف الكميرات تم تعطيلها |
| - etkisiz hale getirilmiş. | Open Subtitles | -على الأرجح تمّ تعطيلها |