| Hanımefendi, lütfen, evinizi terketmemeniz için kesin emir var. | Open Subtitles | سيّدتي، أرجوكِ، هناك تعليمات صارمة تقضي بعدم مغادرتكِ ملكيتكم |
| Bir uşağa bana bunu ulaştırması için kesin emir vermiş. | Open Subtitles | لقد أعطت خادمًا تعليمات صارمة بأن يوصل هذه لي |
| Sorgu yargıcına kesin talimat verdiğini söylediler. | Open Subtitles | يقولون أنك أعطيت الطبيب الشرعي تعليمات صارمة |
| Hanımefendi size konuk gibi davranma konusunda kesin talimat aldık. | Open Subtitles | سيدتى لدينا تعليمات صارمة بأن تعاملى كضيفة |
| Evet, çabucak, ama kafayı bulmamak için katı talimatlar altındayım. | Open Subtitles | أجل , لكن هناك تعليمات صارمة ألا أنتشي مجدداً |
| Ne istiyorsun? Seni üniversitede tutmak üzere katı talimatlar aldım. | Open Subtitles | أُعطيت تعليمات صارمة بأن أبقيك في الجامعة |
| Sendikalarla müzakere edenlere çok sıkı talimatlar verildi. | Open Subtitles | كان يعطي المتفاوضين مع النقابات تعليمات صارمة |
| Seni buradan güvenle çıkarmak için kesin emir aldım. | Open Subtitles | لدي تعليمات صارمة لإخراجك من هنا بأمان |
| Bay Dollar... rahatsız edilmemesi için kesin talimat verdi. | Open Subtitles | السيد " دولار " ترك تعليمات صارمة بعدم الإزعاج |
| Hesaba kattığın bir şeyi yapmaya isteksiz olma ihtimaline karşı çok sıkı talimatlar vermiştin. | Open Subtitles | ... لقد تركتِ تعليمات صارمة للغاية لإحتمالية أنكِ قد تكونين غير راغبة في التعاون معنا بشأن شيئاً ما طُلب منكِ تنفيذه |