"تعلّمته" - Translation from Arabic to Turkish

• öğrendim
• öğrendin
• öğrendiğimi
• öğrendiğim

Slaytlarımın yarısını ve bugünkü konuşmamın yarısını onlardan öğrendim.
ولابد من قول أن نصف ما سأعرضه وأتحدث عنه اليوم هو مما تعلّمته منهم.

Tek başıma uyumaya alışmak epey vakit aldı ama öğrendim.
النوم لوحدي، ماقد تعودت عليه لكننّي تعلّمته

Geçen iki senede bir şey öğrendim, işini yarım bırakmazsın.
شئ واحد تعلّمته في السنتين الماضيتين أن لا تغادر وأنت خسران

Bu modernist sanat zırvasını nasıl öğrendin sen?
ذلك الفنّ المعاصر الخرف، كيف تعلّمته على كلٍ؟

Sana snowboard okulunda ne öğrendiğimi söyleyeyim.
إذن، إليك شئٌ قد تعلّمته في مدرسة التزلج

Ve.. çok geç öğrendim ki, hepsi bir anda üzerine çöküveriyor.
والأمر الذي تعلّمته بعد فوات الأوان أن العواقب تنهال عليكِ في النهاية.

Cenazede, babamın yaşarken hakkında bildiğim şeylerden çok daha fazlasını öğrendim.
تعلّمتُ عن أبي خلال جنازته أكثر مما تعلّمته عندما كان حيّاً يرزق

Diğerlerini bilmiyorum ama ben öğreneceğimi öğrendim.
لا أعرف ماذا بشأن الآخرين، ولكني أعرف ما الذي تعلّمته

Bunu bana bir kez kanıtlamıştın. Şimdiyse yeniden öğrendim.
برهنتِ لي ذلك يوماً، والآن تعلّمته ثانية

Bunun doğru olduğuna inanıyorum. Hastanede bunu öğrendim.
هذا ما أؤمن أنّه حقيقيّ هذا ما تعلّمته في المشفى

Beni ve abimi o yetiştirdi babam bizi sepetledikten sonra, bu yüzden bildiğim her şeyi ondan öğrendim, ortalığı birbirine katmak da buna dahil.
لقد ربّتني وأخي بعد أن هجرنا أبي، لذا فكلّ ما أعرفته تعلّمته منها بما في ذلك صنع فوضى

Oysa yanılmışım. Bu rastlantılardan dikkatli dinlemenin bize yaşam alanının sağlığını tüm yaşam yelpazesi boyunca değerlendirmek için inanılmaz değerli araçlar sağladığını öğrendim.
لقد كنت مخطئا. ما تعلّمته من هذه المواجهات هو أنّ الاستماع الحذر يعطينا وسيلة قيّمة لنحكم على مدى صحة موطن طبيعيّ في جميع أشكال الحياة.

Sana yaptığım her şeyi ondan öğrendim.
كلّ شيء أفعله بك، تعلّمته منه.

Gözümün bebeğinden ne öğrendim bak.
انظروا إلى ما تعلّمته من حبيبي.

Erkek İzci Çocuklar'da öğrendim.
لقد تعلّمته أيّام الكشّافة

Dersimi öğrendim Bay Sweeney. Aklıma yazdım.
حسنٌ، لقد تعلّمته يا سيد (سويني)، ولقد رسّخته في الذاكرة.

Ne öğrendin?
مالذي تعلّمته ؟

- Şimdiye kadar neler öğrendin?
مالذي تعلّمته من هذه المدّة ؟

Üniversitede öğrendiğim tek şeydi.
هذا هو الشيء الوحيد الذى تعلّمته بالكلّية