| Yumurtalar, kırılınca tepki gösteren bir sis tabakasıyla kaplı | Open Subtitles | هناك طبقة من الضباب تغطى البيض وتتفاعل عند الحركة |
| Kardeşlerim bakın, bu çikolata kaplı ölü insan parmağı. | Open Subtitles | أنظروا يا أخوات, هذه الشوكولاته تغطى أصبع رجل يدعى كلارك |
| Üzerleri asıl sahiplerinin kanlarıyla kaplı. | Open Subtitles | و تغطى هذه بـدم أولئك الذين جاؤوا من قبل |
| Bir mil küp hacmindeki deniz suyunun enerjisi dünyadaki petrol rezervlerinin toplamından çok daha fazla olacak. | Open Subtitles | هناك طاقة اكثر من ميل مكعب من ماء البحر تغطى اكثر الاحتياجات من النفط على الكوكب |
| Bir mil küp hacmindeki deniz suyunun enerjisi dünyadaki petrol rezervlerinin toplamından çok daha fazla olacak. | Open Subtitles | هناك طاقة اكثر من ميل مكعب من ماء البحر تغطى اكثر الاحتياجات من النفط على الكوكب |
| Bu karade yer alan herşey, model, giysiler, sandalyeler, duvar boya ile kaplı ve bu boya doğrudan altındakini yansıtıyor. Böylece üç boyutlu bir kareyi iki boyutlu bir resme dönüştürebiliyorum. | TED | كل شيء في هذا المشهد، الشخص، الملابس، الكراسي، الجدار، تغطى بقناع من الطلاء يحاكي ما تحته مباشرة، وبهذه الطريقة ، أكون قادرة على التقاط مشهد ثلاثي الأبعاد وجعله يبدو وكأنه لوحة ثنائية الأبعاد. |
| Tüm bölgenin sensörlerle kaplı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | . أريد أن تغطى المُستشعرات كل المنطقة |
| Bütün suratının kaplı olduğu bakış. | Open Subtitles | - انت تعلم , انها تغطى وجهك بالكامل |
| Arılarla kaplı! | Open Subtitles | تغطى بالنحل |