| Evet, öyle. Sor birine. Hayır, kapatma, kapat... | Open Subtitles | بلى , اسألي أي شخص لا , لا تغلقي الهاتف لا |
| kapatma. Operaya gitmeyi severim. Beni silme. | Open Subtitles | لا تغلقي قبل الاستماع أحب الأوبرا، لا تمسحي رسالتي |
| Gerçekten şirinsin... ve bu yüzden kimse sana tatlı çeneni kapatmanı söylememiş. | Open Subtitles | أنت جميلة حقا لذا لم يخبرك أحد أبدا بأن تغلقي فمك |
| Gözlerini kapat ve kendini tam olarak güvende hissettiğin yeri düşün. | Open Subtitles | الأن اريدك أن تغلقي عينيك, وفكري في مكان الذي لطالما شعرتي بالراحه و الامان فيه. |
| Ama gözlerini kapatıp sefillik yokmuş gibi davranmak daha kolaydır. | Open Subtitles | من الأسهل أن تغلقي عينيكِ وتتظاهري بأنّ التعاسة غير موجودة |
| - Saatin kaç oldugu umurumda degil. Sakin telefonu kapama! | Open Subtitles | لا يهمني ما الوقت و لا تغلقي الهاتف |
| Evet. Kapıyı kapatabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | نعم ، هل يمكنك أن تغلقي الباب ، من فضلك ؟ |
| Sen gözlerini kapatma yeter. Bu kandırmaca olur. | Open Subtitles | انتِ لا يمكنكِ ان تغلقي عيناكِ لان هذا سيكون غش |
| Ben size iyi şeyler dileyen sakın kapatma, bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | أنا من سيحقق أمنياتك لا تغلقي الهاتف, هذا من أجل مصلحتك |
| Olduğun yerde kal ve lütfen kapatma. | Open Subtitles | فقط ، الزمي مكانك ، و من فضلك لا تغلقي الخط |
| Hayır! kapatma! kapatma! | Open Subtitles | مولي لا أرجوكِ لا لا تغلقي المكالمة |
| - Mary, lütfen telefonu kapatma. | Open Subtitles | - " فريدي " ؟ - ماري ارجوك لا تغلقي الخط |
| -Dinle beni, kapatma sakın. | Open Subtitles | اسمعيني يا ليزا. لا تغلقي الخط |
| Ne zaman yanından geçsek sana gözlerini kapatmanı söylerdim. | Open Subtitles | أعتدت على إخباركِ بأن تغلقي عينيكِ كلما مررنا من هناك |
| Yapmanız gereken gözlerinizi kapatıp en Afrique'te olduğunuzu düşünmek. | Open Subtitles | أفضل شيء هو أن تغلقي عينيك وتتخيلي نفسكي في إفريقيا. |
| Bekle, kapama, kapama. | Open Subtitles | إنتظري , إنتظري , لا تغلقي الخط |
| Kapıyı ya da ışığı kapatabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تغلقي الباب أو تغلقي الأضواء، من فضلك؟ |
| Bu kameranın içindeki onca delili görünce ağzını kapalı tutamayacaksın. | Open Subtitles | لن تغلقي فمكِ عندما تري الصور التي إلتقطتها كل الأدلة في هذه الكاميرا |
| Çekin gidin! Hayır, bekleyin. kapatmayın. | Open Subtitles | انتظري , لا تغلقي الباب يجب أن أتحدث معكِ |
| Tamam. Ben gitmeden önce suyu kapasan iyi olacak. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد بأنه يجب أن تغلقي الماء قبل أن أغادر |
| Onlar buraya gelmeden kalkanı kapatmalısın. | Open Subtitles | عليكِ أن تغلقي الدرع الكهرومغناطيسي قبل أن يصلوا هنا. |
| Tek yapman gereken gözlerini kapamak. | Open Subtitles | كل ما تفعليه هو أن تغلقي عيناكِ |
| Hayır, hayır, hayır, sorun değil. kapatmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | كلا, لا بأس بذلك ليس عليك أن تغلقي الهاتف |
| Elini cama koy. Gözlerini kapamanı istiyorum. | Open Subtitles | ضعي يديكي على الزجاج أريدك أن تغلقي عينيك |
| Demek Güney Portalı'nı kapatman gerekiyor ama Unalaq'ın ordusu Güney'i kontrol altında tutuyorsa... | Open Subtitles | اذا عليك أن تغلقي البوابة الجنوبية لكن ان كانت قوات أنولكا تسيطر على الجنوب |
| Kapıyı kapatır mısınız, lütfen | Open Subtitles | في الحقيقة, هل بإمكانك أن تغلقي الباب , من فضلك |