| Şu andan itibaren, gözlerini kapat, hiçbir şey söyleme, gözlerini açma, duyulara duyarlı ol. | TED | أغلقي عينيك من الآن فصاعداً لا تتكلمي ولا تفتحي عينيك أدركي هذه الأحاسيس |
| Duyulara duyarlı ol, hiçbir şey söyleme, gözlerini açma, tamam. | TED | اشعري بالأحاسيس، ولا تتكلمي أو تفتحي عينيك |
| Dairene git ve orada kal. Kapıyı kimseye açma. | Open Subtitles | اذهبي إلى شقتك و أبقي هناك أتفهمين,لا تفتحي لأي أحد |
| Sana teklif ettiğim sadece Mary'i kurtarmak değil, cennetin kapılarını nihayet kendi türüne açman. | Open Subtitles | الذي اعرضه عليك هي ليست فقط الفرصه لتنقذي ماري ولكن لأخيرا تفتحي الجنه لنوعيتكم |
| Bayan Dulce, beni çok dikkatli dinlemelisiniz, bu çok önemli gözlerinizi kapatın ve ne duyarsanız duyun, sakın gözlerinizi açmayın! | Open Subtitles | إسمعيني جيداً, هذا مهم جداً ومن المهم جداً أن تغمضي عينيكِ ومهما تسمعين لا تفتحي عينيكِ هّل فهمتِ ؟ |
| Saati aç. Bana ait her şey içinde güvende tutuluyor. | Open Subtitles | يجب أن تفتحي الساعة فكل ما أنا عليه محفوظ بالداخل |
| Neredeyse geldik. Gözlerini açma. | Open Subtitles | أنك على وشك أن تريها ولكن لا تفتحي عينيك |
| Sadece konuşurken ağzını fazla açma, anlamayacaktır. | Open Subtitles | فقط لا تفتحي فمك بشده عند الحديث وهي لن تلاحظ |
| Bir kanun kişisi olarak sana o kilitli dondurucuyu açma iznini verdim. | Open Subtitles | أمنحك الحق في أن تفتحي هذه الثلاجة المقفولة |
| Şemsiyeyi açma. İçeride olmaz. | Open Subtitles | لا لا تفعلي هذا لا تفتحي المظلة في الداخل |
| Kırmızı kapıyı açma demiştim! Senden istediğim tek şey buydu! Ona karşı neden böylesin? | Open Subtitles | ألم أطلب منكِ ألا تفتحي الباب الأحمر؟ ماذا لديكَ ضدّه؟ |
| Tanımadığın kimselere kapıyı asla açma. | Open Subtitles | لا تفتحي الباب ما لم تكوني تعرفين من هناك |
| Kelly, elimden geldiğince sana yardım edeceğim, ancak boşanma için dava açman gerekli. | Open Subtitles | كيلي , سوف أحاول مساعدتك بأي طريقة كانت و لكن يجب أن تفتحي ملفاً لطلب الطلاق |
| Kapıyı kilitli tutun ve yabancılara açmayın. | Open Subtitles | اقفلي الباب دوماً ولا تفتحي لأي غريب |
| Önce dükkanını aç, sonra dedikodu yaparsın. | Open Subtitles | اولا عليكِ ان تفتحي متجركِ بعدها القي الشائعات |
| Bana bir şey olursa açarsın. Veya arayıp açmanı söylersem. | Open Subtitles | لا تفتحي ما في الظرف إلّا إذا ما حدث لي مكروه أو اتصلت بك وطلبت منك أن تفتحيه |
| Kapıyı açmak için ışık hüzmesinin içinden geçmeniz lazım. | Open Subtitles | حسنا، لكي تفتحي الباب فقط عليك أن تتخطي أشعة المصباح |
| Tatlım, diğerlerini açmadan bunu açmak bence kötü olur. | Open Subtitles | تفضلي عزيزتي أعتقد أنها طريقة غير مُهذبة أن تفتحي هذهِ الهدية دون الأخرين |
| Yani gözlerinizi biraz açın ve şu bulgulara bir bakın. | Open Subtitles | أعني، لو أن لك أن تفتحي عينيك فقط وأن تنظري إلى الأدلة. |
| Duman seni çok rahatsız ettiyse, neden camı biraz açmıyorsun? | Open Subtitles | لما لا تفتحي النافذة اذا كان الدخان يزعجك ؟ |
| Tabii ki. Affedersin. Fermuarımı açar mısın lütfen? | Open Subtitles | بالطبع ، أنا آسفة أيمكنكِ أن تفتحي السحّاب؟ إنه فستان جميل حقاً |
| Üçe kadar saydığımda eğer kapıyı açmazsan birinin canı yanacak. | Open Subtitles | إذا لم تفتحي الباب عندما أعد لثلاثة سوف يموت شخص |
| O şarabı açsan iyi olur artık yoksa dış kulak iltihabı olacağım. | Open Subtitles | من المستسحن أن تفتحي قنينة النبيذ أو سينتهي بي المطاف بإذن سبّاح |
| Ve hala senin için aldığı hediyeyi açmadın. | Open Subtitles | كما أنكِ لم تفتحي هديتها بعد اياً كان ما تجادلتما حوله تشارلي |
| Kendi restoranını açmalısın, gerçekten, yada belki evlenmeyi düşünmelisin, bir doktorla. | Open Subtitles | يجب ان تفتحي مطعم, فعلاً, او ان تفكري بالزواج مرة اخرى, لدكتور. |
| Deneyimlemeniz, zihninizi buna açmanız gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تجربيه يجب أن تفتحي عقلكِ له هذا هو الأمر |