| - Onu Özlüyor olmalısın Elinor. - Nişanlı değiliz anne. | Open Subtitles | ـ لابد أنك تفتقدينه ـ نحن لسنا مخطوبين ماما |
| - Onu Özlüyor olmalısın. - Evet, özlüyorum. | Open Subtitles | لا بد أنك تفتقدينه - أجل، صحيح - |
| Bunun yüzünden bir haftadır tartışıyoruz. Onu özlüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تفتقدينه الآن، أليس كذلك؟ |
| - Ama özlüyorsun. | Open Subtitles | لكنك تفتقدينه بالفعل |
| özlediğin güvenli örtünü geri getirelim. | Open Subtitles | أعدك تلك غطاء الأمان لأنني أعرف بأنك تفتقدينه. |
| Çok çalışmanın ve düşük ücretin nesini özledin? - Her şeyi. | Open Subtitles | أوه , من فضلك , ما الذي تفتقدينه والعمل بأنشغالٍ و الشهرة |
| Onu Özlüyor olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تفتقدينه بحق. |
| Onu çok Özlüyor olmalısın. | Open Subtitles | يبدو أنّك تفتقدينه حقاً |
| Oğlunu çok Özlüyor olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن أنكِ تفتقدينه بشدة |
| Onu Özlüyor musun? | Open Subtitles | هل تفتقدينه ؟ |
| Onu özlüyorsun, bir kalp atımı gibi. | Open Subtitles | أنت تفتقدينه , مثل دقات القلب |
| Onu gerçekten özlüyorsun, değil mi? Victor'ı mı? | Open Subtitles | أنتِ تفتقدينه حقاً ، صحيح؟ |
| Onu çok özlüyorsun değil mi? Evet. | Open Subtitles | انت تفتقدينه حقا؟ |
| Çok sevdiğin ve hala özlediğin biriyle. | Open Subtitles | شخص أحببتيه ولازلتِ تفتقدينه كثيراً |
| Eminim özlediğin birileri vardır. | Open Subtitles | انا متأكد انه لديكِ شخصاً تفتقدينه. |
| Hemen özledin mi? | Open Subtitles | رجاء ، مكتبي في هذا الإتجاه تفتقدينه بهذه السرعة؟ |
| - Onu özlemişsin. | Open Subtitles | أنتِ تفتقدينه |
| Onu özlersin. | Open Subtitles | تفتقدينه كل لحظة |
| Onu daha yeni kaybettim ve aynı şeyin senin için de geçerli olduğunu biliyorum, ki bu yüzden seni dışarıda bırakmamalıydım. | Open Subtitles | فقط... افتقده، وأعلم أنّك تفتقدينه أيضًا، ولهذا لم يكن علي إبعادك. |