| Bu kumlu boş arazi 10 yıl boyunca çoraklaşmıştı ve bize eğer 6 ay içinde bir müteahhit bulamazsak iflas edeceği söylendi. | TED | وهذه القفار الرملية قد صارت جرداء لعشر سنوات وقيل لنا، إلا إذا وجدنا مطور في غضون ستة أشهر، فإنها سوف تفلس |
| Düşünüyorum da bir sigorta şirketi olsa bu hapishanede iflas eder. | Open Subtitles | أتعرف ، أنا كنت فقط أفكر أي شركة تأمين يمكن أن تفلس في هذا السجن |
| Sigorta ödeme yapmaz ve sorumluluk da cabası. Eğer orada biri öldüyse tüm kasaba iflas edecek. | Open Subtitles | إن مات أحدهم هنا فسوف تفلس تلك البلدة عن بكرة أبيها |
| Dolar sent kadar değersiz. Bankalar batıyor. | Open Subtitles | ,يشتري الدولار ما يساوي نيكلا البنوك تفلس |
| Başkan olmak istiyorsan bir savaş başlatabilir yalan söyleyebilir, hile yapabilir ülkeyi iflasa sürükleyebilirsin ama stajyerleri beceremezsin. | Open Subtitles | إن أردت أن تكون رئيساً , يمكنك أن تبدأ بحرب, الكذب,الغش.. يمكنك أن تفلس البلاد , لكن لا يمكنك أنتتخلىعن من يعمللحسابك. |
| Halka ya da bir hayır kurumuna bağışta bulunursanız, sırtınız sıvazlanır ve vergi yardımı-indirimi- alırsınız-- meteliksiz kalabileceğiniz internet ortamı hariç tabii. | TED | اذا أعطيت شيئاً كتبرع أو للعامة تحصل على تربيتة على الظهر و هبة ضرائب ما عدا على الشبكة حيث يمكن أن تفلس |
| 2005'te Judy Cullen Queens'te kapanmak üzere olan bir araç tamir atölyesi satın almış ve hala binanın sahibi kendisi. | Open Subtitles | كانت على وشك أن تفلس ولا تزال تمتلك المبنى |
| Biliyorsunuz, bir çok restoran insanların masaları çalmasından dolayı iflas ediyor. | Open Subtitles | انتم تعرفون؟ معظم المطاعم تفلس لان الناس يسرقون الموائد |
| Şirket iflas edince de herkes sıvışmış ve bu şeyi de burada bırakmışlar. | Open Subtitles | عندما تفلس الشركة يرحل الجميع و يتركون هذا الشيئ هنا |
| Bunun için iflas etmen gerekti. | Open Subtitles | أنت كان لا بد أن تفلس للحصول عليي هناك. |
| Bu aptal beyzbol sahası seni iflas ettirecek. | Open Subtitles | ملعب البيسبول الغبي هذا سيجعلك تفلس. |
| Hayır, hayır, hayır. Biz bir şehiriz. Şehirler iflas etmez. | Open Subtitles | لا، لا، لا نحن مدينة و المدن لا تفلس |
| Şimdiyse Yunanistan iflas etsin diye Euro'ya değer kaybettirmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | حالياً، نحاول أن نقلل من عملة اليورو حتى تفلس (اليونان) |
| Bankalar iflas ediyordu, insanların paraya ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | البنوك تفلس,الناس بحاجة إلى المال |
| Kumar. I neredeyse benim millet iflas bir hit aldı. | Open Subtitles | المراهنة، انتهزت فرصة كادت أن تفلس أبوي |
| Ben kaybedince, sadece iflas ederim. | Open Subtitles | عندما أخسر، أنا التي تفلس فقط |
| Bir sigorta şirketi daha batıyor. | Open Subtitles | شركة تأمين أخرى على وشك أن تفلس. |
| Efendim, başka bir sigorta şirketi daha batıyor. | Open Subtitles | سيدي, شركة تأمين أخرى على وشك أن تفلس. |
| Şeyhleri bile iflasa götürecek büyüklükte doğum günü partisi istemeyi biliyorsun ama! | Open Subtitles | لم أعارض مطالبك لحفلة عيد الميلاد التي كان من الممكن أن تفلس شيخًا لعينًا |
| - Hani senin biri sana borçluysa asla meteliksiz sayılmazsın teorin var ya? | Open Subtitles | تعرف نظرية التي تقول : انك لن تفلس قط طالما احداً ما يدين لك بالمال؟ تعرف نظرية التي تقول : |
| 2005'te Judy Cullen Queens'te kapanmak üzere olan bir araç tamir atölyesi satın almış ve hala binanın sahibi kendisi. | Open Subtitles | كانت على وشك أن تفلس ولا تزال تمتلك المبنى |